Sonunda sarardı yapraklar. Yere döküldüler birer birer. En sevdiğin manzara ortaya çıktı tekrar. Her ne kadar hava buz kesse de, bu güzelliği görmek için değer.
Geceleri daha bir göz boyar bu sarılar, rüzgarla birlikte havalara uçuşurken... Uyku tutmayan bedenini de peşinden sürükler, götürür uzak diyarlara. Kaparsın gözlerini, çekersin bir nefes bahçendeki temiz toprak kokusundan içine lale kokusunu da karıştırarak.. Sonra bırakırsın kendini. Yapraklar götürür seni en çok istediğin zamana.
İsyan edecek kimse aramadan haykırırsın doyasıya. Hem istediğin zamandasın hem de özgürsün. Hiç geri dönmeyi istemezsin. Her anını gerçek gibi tekrar yaşarsın korkmadan. Hakikatın farkına vardığında, için için ağlayarak uykuya dalmak yerine, mutlu bir biçimde kaparsın gözlerini en güzel rüyalara...
Geceleri daha bir göz boyar bu sarılar, rüzgarla birlikte havalara uçuşurken... Uyku tutmayan bedenini de peşinden sürükler, götürür uzak diyarlara. Kaparsın gözlerini, çekersin bir nefes bahçendeki temiz toprak kokusundan içine lale kokusunu da karıştırarak.. Sonra bırakırsın kendini. Yapraklar götürür seni en çok istediğin zamana.
İsyan edecek kimse aramadan haykırırsın doyasıya. Hem istediğin zamandasın hem de özgürsün. Hiç geri dönmeyi istemezsin. Her anını gerçek gibi tekrar yaşarsın korkmadan. Hakikatın farkına vardığında, için için ağlayarak uykuya dalmak yerine, mutlu bir biçimde kaparsın gözlerini en güzel rüyalara...
Hep bir ikilem vardır hayatta! Uykuya "Ağlayarak" değilde "Mutlu olarak" dalmak..
YanıtlaSil