Can Sıkıntısından

+ Naber abi nasılsın?
- İyi diyelim iyi olalım Tuncay. Sen nasılsın?
+ Adımı nerden biliyorsun sen abi? Benim de morallerim bozuk sorma ya.
- Kaç tane moralin var olum senin? Hepsi mi bozuk?
+ Evet abi, hepsi bozuk. Adımı nereden biliyorsun dedim.
- Anlatayım... Üniversitedeki öğrencilik yıllarım Almanya'da geçti benim. Unterhaşing'deydim. Aslında Ufuk Üniversitesi'ni kazandım ama gitmedim. O yüzden Köln'de kaldım. Unterhaşing zor diye Köln'e göç ettim. Allem ettim, kallem ettim, oradaki bir yurda kayıt yaptırmayı başardım. Ne dolaplar çevirirdim o yıllarda. Çok çakaldım çok. Arkadaşlar edindim orada kendime. Muhabbet gırla. Çok eğlendik çok. Bild Üniversitesi'ne de gidip gelmeye başladım. Derslere girmiyordum. Sadece gidip geliyordum yurttakiler kıllanmasın diye. Servisi de vardı. İyiydi anlayacağın. O zamanlar servis ücreti 1 Mark. Bir gün okul yönetimi servislere artık kimlikle binilecek demesin mi? Bir büfe açmışlar, oradan kimlik kartına dolum yapıyorsun. Hocam bu seferlik para versek olmaz mı dedim. Olmaz hocam dedi. Kimlik yok da bende hocam, ziyarete gelmiştim bir arkadaşı dedim. O zaman olur hocam dedi. Haydi oğlum dedim kendi kendime. Bu seferlik yırttık. Daha sonra ne yapacağımı hiç düşünmemiştim. Servise de şansıma yurt görevlisi binmiş. Dedi ki, hocam sen yurtta kalmıyor musun? Ne diyeceğimi bilemedim. Hemen Grodna'daki askerlik arkadaşımı aradım. Askerliği Grodna'da yaptım ben. Güzelcene bir birliğimiz vardı. Julia (ulan şuna da url verdim ya helal bana) diye bir kankam vardı askerde. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Onu aradım, açmadı. Çaresizdim. Yurt arkadaşlarım bana sırtını dönmüştü. Peki dedim. Sadece peki. Çabuk pılını pırtını topla ayrıl yurttan dedi bana. Yine sadece peki dedim. Geçtim odama. Bir bir topluyorum eşyalarımı. Valizim var büyükcene. İçine 3 yetişkin insan sığar yani, ben sana öyle diyim. Dolduruyorum eşyaları içine. Derken Julia geri dönüş yaptı bana. Açtım. Aramışsın şarjdaydı telefonum duymamışım dedi. Önemli değil dedim. Red Light District 2011'de kapatılacakmış. Kapanmadan bir gidelim diyecektim dedim. Olur tabii gideriz dedi. Yazın gidelim dedi. Not defterime yazdım zaten ben de dedim. Kuşadası'na gideriz oradan da dedi. Olur dedim. Görüşürüz dedik aynı anda, kapattık. Kapatmamla birlikte bir tıkırtı duydum. Kapı açıldı ve yurt görevlisi içeri girdi. İstemeden kulak misafiri oldum telefon konuşmana dedi. Önemli değil dedim. Bir şey teklif edeceğim sana dedi. Eğer beni de götürürseniz oraya burada kalabilirsin yaza kadar dedi. Vallaha mı dedim. Hee dedi. Hadi ben kaçtım görüşürüz dedi. Ben nasıl sevinçliyim. Hemen eşyaları geri yerlerine koyuyorum bir bir. Nevresim takımlarını da çıkarmıştım. Tek başıma, iki kişilik yorgana nevresimi geçirmeye çalışırken bayılmışım...
+ .....
- .....
+ Eee abi sonra ne oldu?
- Dur be oğlum, hazır bayılmışken iki soluklanayım. Hep ben konuştum biraz da sen anlat bakalım. Ne oldu neden bozuk bakalım morallerin senin Akif?
+ Adımı nerden biliyorsun sen abi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder