En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel’un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını.
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi.
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince..
Yazıyorsun.
Okuyorum.
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var;
senin ve benim en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim, ebediyete, ben o günleri.
Sana gelince,
sen o günleri -kendi oğluyla yatan,
-kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek,
ve üç yüz papellik rahat için...
En güzel günlerimin üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi.
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince;
Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün.
Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün
Artık seninle biz, düşman bile değiliz!
adam nazim hikmet cikti lan!
YanıtlaSil30 August Zafer Uygun's Office.
YanıtlaSillan aslinda ilk esprimi soyle yapsam daha anlamli olurmus; adam NAZIM HIKMET LAN! gecti tabi artik.
YanıtlaSil