Daayt!

Çok fena aşık olasım var lan..! Öyle böyle değil yani... Böyle alık olayım... Bildiğin alık olayım...

Nasil Tema Degistirilir?

Simdi oncelikle google'a "free blogger templates" yaz. Daha sonra, istedigin bir temanin kodunu indir. O bilgisayarinda dursun. Daha sonra asagidaki ekran goruntusunde 3 numara ile gosterilen yerdeki kodu sil ve bilgisayarina indirdigin kodu oraya kopyalayip degisiklikleri kaydet. Yeni temani kullanabilirsin.

kjb'nin bloguna kolay yorum yazma seysi

burada dursun da lazim olacak.

http://www.blogger.com/comment-iframe.g?blogID=6762214168644752816&postID=buraya_post_id_gelecek


post id'yi aresesten seyettirmece.

Blogu Çok Boşladık Çok

çıktı çıkalı blog mlog kalmadı. Twitter da kalmadı. Ne yapıyoruz olum biz? Çok eğlenceli ama. Burası kasıyor zaten artık. Adreslerimizi vereyim gelin soru sorun dicem de, benim adresim zaten belli. sneyl yazdın mı çıkar. Diğer yazar arkadaşların sayfası yok. Hee, yok. Onlar istemediği sürece burada yayınlamam ama ben. Gerekirse gelin anonymouse sorun. Hiç farketmez. Haydi görüşürüz. Bir daha da zor geliriz buraya.

SÂKİ

Madem aman dinlemiyor ecel, sâki,
Kadeh boş kalmasın, doldur gel, sâki,
Şu üç beş günlük dünyada gam yemek,
Bizim gönlümüzce iş değil, sâki.

Bekle dedi..

sAdam sade, yanındaki kız arkadaşıysa sütlü kahve istemişti. İçi acıdı. İşi buydu, getiremem diyemezdi. Ama önce tuvalete koşup ağlamalıydı. Öylede yaptı...

'geçip gidiyordu zaman.. sensiz ve sebepsiz.'

Alışmıştı gerçi bütün bu olanlara, yokluğa yalnızlığa. Tek başına bırakmıştı onu bu dünyada. koskoca bir kalabalıkta tek başınaydı. Sanki dizleri kanıyordu öyle bir düşmüştü. Hayatın bu kadar kötü olabileceğini hiç düşünmezdi, hiç beklemezdi. Hangisi daha kötüydü acaba. Terketmek mi yoksa terkedilmek mi. İkisinide yaşamıştı, ikinide görmüştü.

'bir sen yoksun sevdiğim, herkes burda.. şu saçmasapan vazo bile burda ama sen yoksun'

Ayakta durmak basitti. Ama tutupta birgün bir çift gelip biri sütlü biri sade kahve istedi mi, işte o zaman herşey zordu. Çok değil 2 ay öncesine falan gitti. Sinemaya gitmişlerdi. Sürekli giderlerdi zaten, ikiside çok severdi. Başlayana kadar birşeyler içmek istediler. Her zamanki gibi sütlü içmişti kız kahvesini. Adamda her zamanki gibi sade. Kız, çok sonralar öğrenecekti kahveyi sade içmeyi.

'ağlamak seni bana geri getirmez ki, gülmek acını dindirmez ki...'

İşe başlamak iyi gelmişti aslında. Zaman daha hızlı geçiyordu. İşte arada böyle şeylerde olabiliyordu. Aklı, kalbi hep aynı yerdeydi. Hayatı bölünmüştü orası kesindide işin içinden nasıl çıkıcaktı. Ya da onu terkeden adam geri gelseydi şimdi, pişmanım deseydi, diz çökseydi, gözlerinin içine bakıp ;'affet' deseydi o zaman ne olacaktı. Affedecek miydi sanki. Nasıl kabullenecekti.
Zaten böyle birşey asla olmayacaktı. O adam bir daha dönmeyecekti hatta hiç pişman değildi. Herşeyi unutmuş gülüyordu...

'bu son değildi sevgilim, son karşılaşmamız değildi. Bu hayat seni bana geri getirmeli...'

Böylesi zamanlarda kaçıp gitmek isterdi hep. Sığınacak, ağlayacak bir omzu vardı. O hep orda kalacaktı. 'Aslında o öyle sanıyordu.' Yine ona giderdi. yine orda ağlardı. Ama artık öyle bir omuzda yoktu. ona bu dünyadaki en büyük alçaklığı o omuz yapmıştı zaten. Bir daha güvenip herhangi bir omuzda ağlayabilir miydi sanki..

'bir daha gülmem, gerçekten iyi bir sebebim olana kadar, sen dönene kadar gülmem'.

Bir gözü hep kapıdaydı. Aslında o kadar iyi biliyordu ki asla gelmeyeceğini... Yine de gözü hep o kapıdaydı. Hayalini kuruyordu, bir gün gelecekti kollarının açacaktı sadece, başka birşey söylemesine gerek yoktu. Ve sonsuza kadar mutlu yaşayacaklardı. İşin aslı böyle bir şeyde asla olmayacaktı, o adam asla geri dönmeyecekti. Mutluydu..

'nasıl geçecek bu zaman. ah bir dönsen. Kaç şarkı yazdım sana kaç şiir besteledim..'

Yasak olan neydi, kimdi. sen bana yasak mıydın. seni kim yasaklamıştıda kaçmıştın. Yalanlar yalanlar. Her sözü yalandı, öylesine yalancıydı ki artık kendi bile farketmiyordu yalan söylediğini. Kıza da böyle yapmıştı. 'Bekle' demişti giderken. 'Bekle mutlaka geleceğim'... Hatırladıkça kızıyordu kendine kız. Nasıl inanmıştı böyle bir yalana. Aslında sebebi basitti. İnanmak istiyordu. Tüm benliğiyle, tüm hayatıyla, tüm yaşanmışlıklarla inanmak istiyordu. Yoksa kim inanırdı ki böyle aptal yalanlara..

'ne istedin ki, ne istedim ki senden dönmedin. Hala burdayım, bekle dediğin yerde'

Herhalde söyleyecek çok sözü yoktu ki pek konuşmamaya başlamıştı. Neye kızgın olduğunu bilmiyordu artık. Ama yalanlar vardı her bir yanında. Çamurlar çirkefler içindeydi. En sevdiği gitmişti, en sevmediği gitmişti, kardeşi gitmişti, umutları gitmişti, gözyaşları gitmişti. Dahada yolu vardı.. Ama artık yalanlara tahammülü yoktu. Terkedilmeyede. Neden bırakmıştı. Şimdi kendini başka aşkların kollarına atamaz mıydı sanki. Herşeyi unutamaz mıydı..
Yapamazdı, böyle alçak olamazdı. Onlar gibi olamazdı...

'bırakma beni insanlar kötü, bırakma beni korkuyorum!..'

bu hikayede çok ağlak olmaya başlamıştı. Sadece başında bir mesaj vardı, gerisi konuşupta konuşamayan bir kızın kalbiydi. Aslında o hiç kimseye hiç birşeyi anlatamamıştı, Kimseye bir şey katamamıştı, yalanlar çoktu, insanlar kötüydü... Mutluluk aslında yoktu, herşey anlıktı.
Dostluk yoktu, kardeşlik yoktu, inandığı hiç bir şey yoktu artık. Yıllarca boşa inanmıştı bunlara. Bir tek onun gibisi yoktu bu dünyada, eğer aşk dedikleri doğruysa...

seni düşünürüm, gecemi aydınlatan gözlerini bir de'

Hikayenin bir sonu yoktu, işin aslı bu da bir hikaye değildi, yaşanan herşey gerçekti. Kahve bile..!
O adama ne oldu biliyor musunuz.
'Bir daha hiç geri dönmedi...'


--------
'beni bekle dedi gitti. Ben beklemedim, o da gelmedi.
ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi'
özdemir asaf

She's Been Kissed!

Dün rüyamda Keyti Peri'yi gördüm. Ya da Kitty Purry, ya da Katy Perry. Her neyse. Bir şey de yapmıyorduk ha! Öyle takıldık, muhabbet ettik falan. Ben de uyanınca hemen Katy Perry araştırmaya başladım. Hem de sabahın 9.30'unda! Konserlerini falan izledim işte. Nostalji oldu hem. Hot 'n cold lan bu! Boru mu! Kitty Purry blogu çok güzeldi aslında. Sonradan tivitırcı oldu bu da. Halbuki tivi bitti, şimdi dici.

Neyse. Bugün pazar. Gazete eklerinizi almayı unutmayın. Benim gibi geç kalkanlardansanız gazete kalmayabilir. O yüzden kalkanları indirelim. FRP terimleri kullanacaktım, vazgeçtim. Fatih Terimleri kullanacaktım, ondan da vazgeçtim.

Şimdi Dido çalayor arkadan. Şu. Dido ile ilgili bir anım vardır. Burada anlatılmaz ama. Lan ne diyorduk!? Yine konudan saptık ha! Neyse ki başlığı yazıdan önce koymuşum da ne diyeceğimi hatırladım. Şimdi bu kızın sevgilisi var Russel Brand diye. Artık buna link vermicem. Kaptırıp yazcam, bitsin hemen yazı. Bu Russel Brand'i nereden biliyoruz? Mesela, Forgetting Sarah Marshall. Neyse bunlar sevgili demiş miydik? Demiştik. Bugün gazetede Katy Peri haberini gördüm. Twitter'da hayranları sormuş, ilişkin nasıl gidiyor diye. Birisi ilişkimizi kastedip nasıl gidiyor diye sorduğunda çok güzel gidiyor diyebiliyorum demiş. (bu son cümle biraz müstehzi oldu. ona aldırmayın siz. bundan sonra arada böyle cümleler kurabilirim. sadece birisi için yazdığım belli olsun diye falan. amaaan!) Kız da demiş ki hayranlarına, yakında karnımın şiştiğini göreceksiniz. Eee! Ben takip ediyorum onu. Hiç öyle bir tivit görmedim. Yalan mı konuşuyoruz lan biz burada! Bitir demediniz mi lan! Evet 9 maçta 3 puan hocam ne diyorsunuz? Valla Güntekin'ciğim, tam tersi olacak o.

Hadi gittim ben. Buralardayım.

P.S.: Hot 'n Cold videosundaki Türkiye bayrağına dikkat! Ben de oradaydım oooolum!

KAMUOYUNUN DİKKATİNE

www.sneyl.com yönetimine;

02.01.2010 tarihinde, ''sneyl'' adlı yazarın postuna yaptığım yorumun silinmesi sebebiyle, uzun süredir yapmakta olduğum blog yazarlığından istifa ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim.

japon konsolosu

Yaşamayı Seviyoruz


Türkiye'ye döndüm ve hemen takip ettiğim bloglara baktım. Hemen hemen hemen hemen hemen ay hemen hemen hepsi 31 Aralık tarihli bir yazı yazmışlar. Çok da iyi yazmışlar, çok güzel iyi de yazmışlar tamam mı!?

Ben de geçen sene olduğu gibi Noel Baba'dan hediyeler isteyecektim. Yazamadım işte. Olmadı. Baktım geçen sene neler istemişim. (Bütün cümleye de bağlantı linkini verdim ki illa tıklayacaksınız ona.) ram, hdd, telefon ve gözlük oldu. Zaten oyuncu değiştirme hakkımız da doldu! E daha ne! Gerçi gözlük kayboldu şenlik zamanı. Sevgili japon konsolosu kaybetti. Aynısından alacaktı ama almadı. Olsun. Dolduuuuuğğğ!!

Öyle işte ya. Bayadır yazı yoktu. Güncelleme babında bir yazı yazayım dedim ben de.

PS: Yarın benimle Ankamall'a gelene Arby's'ten istediği bir şeyi ısmarlayabilirim.
PS2: Hayırlı 2010'lar.
PS3 ödüllü soru: "2010 olmadı ama 2019'da çok eğleneceğiz" diyen ünlü şahsiyet kimdir?