Kutlama ve Tebrik ( Düzeltme ve Özür gibi)

Kimilerinin kurban bayramını, kimilerinin ise geçmiş şükran gününü kutlar; sağlık, para, aşk, fırında makarna, boyoz ve bol yumurtalı günler dilerim.

Tırtılları Kelebek Olmadan Öldürenler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Meşhur Adıyamanlı Berkcan Usta


P.S. : Hayırlı Black Friday'ler...

The Optimal Number of Friends in the Information Age

http://www.ee.bilkent.edu.tr/~haldun/young/foolrev.pdf girin bir okuyun. eglendirdi beni.

Ustteki link TUBA asli uyesi Prof. Dr. Haldun Ozaktas'in sayfasina gidiyor.

Pumice

Düştüm ben yaaa. Bildiğin düştüm. Yürürken düştüm. Olacak iş mi? Hala ağrıyo bacağım. Japon konsolosu da vardı yanımda. Sendelesem tutacakmış da, bir anda düştüğüm için müdahale edememiş. Hadi ordan yaa! Şşş.. Şaka şaka.. Tutardı o. Negatif enerji bileziğine söverim ama senin. Kız gibi incikli boncuklu bilezik takıyosun ya koskoca adam! Kavga çıkardın. Yetmedi, Cepa'da yürüyen merdivenlerdeki adamı tökezlettin. Sonra beni düşürdün. Olmuyor böyle kanka! Daha yeşillikli kebap yicez. Ondan önce bi iskender yememiz lazım ama. Bira da var. İşler çokmuş haaa..

Yazıyı da uzun tutmayayım. Gerçi benim yazılarımı her türlü okursun sen kanhaaaaaa... Hep latife yapıyorum sana. Kızma bana. Yaşamayı seviyoruz sonuçta. Sen yine de o bileziği çıkar bileğinden. Bilezik olum o.

PS: Yarın mor sweatshirtümü giycem. Bileziği verirsin de mi? hihihihihihih....

Berivanim Pub

Yurdumun en gorulesi publarindan oldugunu tahmin ediyorum. Elbet yolumuz dusecek.

Yasadiniz gene!

CH1 dersinin sinav sorulari internete sizmis. Sizin icin bir tanesini yayinliyorum.





Hadi hoscakalin.

Uslan be Halil Ibrahim

aisudhaisudhaisudh. bu yazinin basligi, yazinin konusu ama cok da acik veremem anlatirken. kimi numune bolme islemleri, riffle kavgalari...

Quartz mi bu? Sonra baska bir sey cikmasin da. (3 tane quartz parcasi olmasi onemli) asuiodhaiudh

Hay kuregine kurban ya! auhsiuahsdiuh

Turk Egitim Sistemi

Bana elestiriler aldirmistir. Hep verilen isleri yapiyormusuz kendimiz fikir uretip tartismiyormusuz. Hadi lan oradan!!! kanadalisi da ayni, bangladeslisi de, hindistanlisi da, cinlisi de, afrikalisi da! Niye sadece elestiriyi ben aliyorum? Burada bir terslik var babakolalar.

Gececek, hepsi gececek.

Beklentileri yukseltmeyeceksin abi. Sonra suclu sen oluyosun. Harbi diyorum. Yap ortalama surede, ortalama isleri. Ohhh ne karisanin olur ne gorusenin. Valla memur zihniyetini anliyorum su anda.

Chain Rule

bir alttaki postta konsolosa laf atinca dedim simd nbh_'ye satasmazsam olmaz.

nbh_'nin muhtemelen hala uygulayamadigi yontem. oaisjdoaisjd. ulan elinde sorular olsa tamam da sende de sorular yok iste. valla insaf artik!

gangaaa senin icin bu yaziyi kisa tutuyorum. aksi halde laf ediyosun herkesi uzuyosun blogdaki. su guzel ortami bozuyorsun ha. aisudhiausdh.

o degil de ucmussun diye duyduk.

cok ozledim, deli gibi.

Kriging

japon konsolosu'nun muhtemelen hala uygulayamadigi yontem. oaisjdoaisjd. ulan elinde sorular var be. valla insaf artik!

gangaaa senin icin bu yaziyi kisa tutuyorum. aksi halde laf ediyosun herkesi uzuyosun blogdaki. su guzel ortami bozuyorsun ha. aisudhiausdh.

o degil de artik progressive gece siirlerini kontrol etmenin vakti geldi diye dusunuyorum.

ara beni, optum seni seni.

Hadi Artık Ama!

Ara vermez. 3 saat ders yapar. Valla ayıp ama ya! Hukuk malını aldık adamın. Ruhsat sahibi ödedi. Buna rağmen hazineye tescil ediliyor. Böyle iş mi olur? 11:25 olmuş saat. Kapkaç Götür Ltd. Şti. diye isim olmaz. Her sene aynı ismi kullanıyormuş. Ben sanmıştım ki spontane oldu. Yok! Mümkün değil!

Sınıfta Açelya ve Tuğba adlı iki insan var. Hoca sürekli bunların isminden örnek veriyor. Bıktım artık.

Gerginim...

Anlaştık mı arkadaşlar?

Evet buraya kadar işlenmiş. Sınav buraya kadar. Dikkat ettim her olayda devler araya giriyor. Adamın kendi malı, niye araya giriyorsun?
Tuğba finansman sıkıntısı çekiyormuş. Açelya yardım etmiş. Bu mu örnek? Yazıklar olsun!

2008
PS: Hayret, tam bir tarih atmamışım. Sadece 10 Nov ve 22 Dec yazıyor ki bunlar da vize tarihleridir. Olsa olsa 3 Kasımdır bu da.

Yeni Hucre Dizaynim

Neyle ugrastigimi daha once yazmistim saniyorum. Yazmadiysam da merak eden sorar arkadas aosdjhoaısjd. Hah iste yeni bir hucre tasarlamak gerekti. Onu yaptik bugun. Buradan pro engineer ustadi zukoma cok tesekkur ederim. Iste o hucre;



Bu da isometric gorunusu;



buna iste alttan su vericez, yandan hava vericez, icerisinde akiskan bir yatak olusturucaz. Sonra hava kabarciklarina tutunup da yuzen taneleri ustten toparlayacaz. Cok guzel olacak aıshdjoahd. Bu tarz garip garip seyler iste. Besleme ve temizleme problemi yasayacagim gibi duruyor. Onlara cozumler bulmak lazim.

10000'i devirdik!

Onbin ziyaretciyi gecmisiz diyor counter ama 10000 unique ziyaretci degil onu da aklinizdan cikarmayin.


bir seyler bir seyler bir seyler


Klise bir analytics yazisi yazmak istemedim. Ne yalan soyleyeyim cok eglenceli keywordler vardi falan ama gerek yok. aiushdoaishd. Tek bahsetmek istedigim ayda yaklasik 700 civari hit aldigimiz ki bu da unique degil. yani diyor ki, 5 yazariz surada 30 gunde, 150 yazar*gun yapar. Bir yazar bloga gunde maksimum 5 kere giriyor diyor. Bu da su demek, bloga girmediginiz gunler oluyor lan!!!!!! Disaridan gelen ziyaretci sayisi belli. Onu simdi burada yazmak istemiyorum. 700 hitten disaridan gelen tahmini ortalama ziyaretci sayisini dustugumuzde geriye bizim hitler kaliyor. Ben ve sneyl'in network location'i kesin olarak biliniyor. Bu iki networkden gelen hit sayisi da belli. Geriye ne kaliyor biliyor musunuz? 3 yazar bloga bazi gunler hic girmiyor kaliyor! Mesela bir ornek vereyim;

6. dol gaziantep-vae adsl dynamic 35 2.34 00:04:36 31.43% 60.00% kizim sana soyluyorum gelinim sen anla! bu sayilarin aciklamalari bende kalsin.

Optum hepinizi cok. Keep up the good work.

Alok Kankam Sagolsun

Esyalarimin, yeni evime tasima islemleri tamamlandi. Adama resmen esya tasittim ya. Peki adam kim? Alok, hintli, 30 yasinda, master derecesi var, 7 yil Hindistan'da ogretim elemani olarak calismis. Bak gorevlisi degil, elemani. Bu mayista Avustralya'ya gelmis. Doktora icin, benim gibi o da ilk olarak 442 vizesiyle occupational trainee olarak cagirilmis, simdi de 574 vizesine gecti rhd ogrencisi olarak. Ocakta basliyor kagit uzerinde ogrenciligi. Aynen benim, kagit uzerindeki ogrenciligimin subatta baslayacagi gibi. Her neyse, biz bu adamla ilk olarak chee6410-advanced coal and mineral processing diye bir dersi gayriresmi alirken samimi olduk. Yoksa workspacelerimiz arasinda 2 metre mesafe ya var ya yok iaushiausd. Neden gayriresmi diyorum onu da anlatayim. Simdi normalde rhd (research higher degree) ve coursework diye iki yuksek lisans opsiyonu var Avustralya'da. Ayni Turkiye'deki tezli ve tezsiz yuksek lisans gibi. rhd'lerde ders almiyorsun, bir arastirma yapiyorsun ve tez veriyorsun. 2 sene suruyor. Gerci konuya tamamen yabanciysan, supervisor'in bir iki temel ders almani isteyebiliyor. Yani "dur kardesim, sen rhd ogrencisisin, sen ders alamazsin!" gibi bir durum yok. Coursework'lerde ders aliyorsun, tez vermiyorsun ve 1 sene suruyor. Gerci, mesela master of engineering icin konusmak gerekirse engineering project gibi bir ders alirsan onun icin ufak capta bir tez veriyorsun ama o da rapor sayilir. Yani nasil diyeyim coursework master bizde executive mba yapmak gibi aisudhaisudh. Elalem yuksek lisansta gorsun. Her neyse. Nerede kalmistik? Heh gayriresmi ders almak. Biz ikimiz de rhd ogrencisi olacagimizdan ama henuz ogrenci olmadigimizdan dersi alamamiz gerekiyordu. Bir sekilde hallettik onu. Hadi Alok kimya muhendisligi temelli diye ona cevher dersi aldirtiyor koca profesor, bana niye aldirtiyor anlayabilmis degilim. Gerci yata yata HD ile gectim mi gectim. Daha ne olsun. Prestijime prestij kattim akjsdhakusdh. Yani, olmasi gereken bu ama, kizmayin, ben kac senemi vermisim ogrenmisim bana burada ogretmeye calistiklarini bir de "high definition" ile gecmese miydim? Suratinizdaki tebessumu yakaladim. Aaushdiauhd cakallar ya. Ulan hemen yanlis ariyorsunuz textin icinde. Ben de biliyorum onun high distinction oldugunu. Nereden nereye. Anlattikca budaklaniyor konu. Aldik efendim dersi 4 tane assignmenti, 1 tane finali var. Ya bir de short course olayi var bak onu soylemeden olmayacak simdi. Dur onu da aradan cikarayim. Bazi dersler burada short course olarak acilabiliyor ve 1 haftada bitiyor. yani gunde 8 saatten 5 gunde bir dersi bitirmis olabiliyorsunuz. Short course dedikleri olay da bu. Bizim aldigimiz ders, endustriden profesyonellere de acik oldugu icin short course idi. Adamlar da gelsin bir haftada halledip gitsinler gibisinden. Tabii bunun bedeli 3000 dolar disaridan katilimcilar icin. Hem de ne assignmentlari yapmak ne de finale girmek zorundalar. Bir hafta takilipi gidiyorlar. O kadar para versem beni de sokamazlar gerci finale iuashdiaushd. Parasiyla rezil olmak basliginda inceleriz bunu. Simdi short course oldugu icin cok yogun geciyor dersler. Orneklemek gerekirse, cevher hazirlamayi bilenler icin konusuyorum, wills' gibi bir kitabi konu hakkinda hicbir fikri olmayan insanlara bir haftada ogretmeye(!)calisin. Ne kadar makul? bilmeyenler, wills' e gizledigim linke bakabilirler. Boyle olunca da dersi alanlarin temeli eksik kaldi. Yani recovery, grade'e tam deginilmeden, tromp curve cizdirmeye calisilinca insanlara, onlar da dogal olarak zorlandilar. E zorlaninca ne yapti bu insanlar? Sunu nasil yapiyorsun diye sormaya basladilar. Alok'la bu sekilde kanka olduk. Calismalarinin geri kalaninda kullanmayacagi seyleri ogrenmek zorunda birakildi adam hunharca profesor tarafindan. Adamin mukemmel bir matematik zekasi var. Yani oyle boyle degil. Hayran olmamak elde degil hatta. Calistigi konu da gorece yuksek matematik isteyen bir konu. MATLAB kullaniyor isleri kolaylastirmak icin ama kullanmasa da kasar calisir yapardi yani ben eminim. Transport phenomena, mass transfer, heat transfer falan bunlari asmis bitirmis ama gel gor ki mineral processing nedir ne degildir ogrenmeye ihtiyac duymamis, duymayacak da aslinda. Hal boyle olunca adama yardim etmek de boynumun borcu oldu. Birlikte bitirdik dersi. Simdi artik tasinma isine gelebiliriz oahsdioausdh. Dun dedim "Ya Alok, iki gozum, benim esyalar var tasinacak, su centre in arabayi alalim, benim ehliyetim yok, beni eve birakir misin?" dedim. "Tabi lan n'olcek ki." dedi. Iyi dedim. Neyse geldi vakit, almadik centre in arabayi, istemedi, kendi arabasiyla goturdu benim eski eve. Geldi iceri, bir el atti esyalara, birlikte yerlestirdik arabaya. Sonra yeni eve goturdu, tekrar iceri tasidik esyalari falan. Kral bir adam yani. Dedim "1 birayi hakettin". Esinin adini yazmayayim simdi, ayip olmasin, xx diyeyim, "xx izin vermiyor icmeme dedi." aushiausdh gulduk iste orada biraz sonra gene bilgisayarlarimizin basina donduk. Oyle yani.

Glossary

Recovery: Diyelim ki biraz topraginiz var. Bunun da bir kisimi degerli, bir kisimi degersiz. Siz bu topragin icindeki degerli kisimin konsantrasyonunu yukseltmek icin bunu bir dizi isleme tabi tutuyorsunuz. Bu islemlerin sonucunda bir urun elde ediyorsunuz. Degerli malzeme konsatrasyonunu yukseltmek icin ne yapacaksiniz? Degersiz malzemeyi uzaklastiracaksiniz degil mi? Hah, iste o uzaklastirma islemleri sirasinda ne yazik ki bir miktar degerli malzemeyi de uzaklastiriyorsunuz. Sonuc olarak elinizde, ilk malzemenizden, daha yuksek degerli madde icerigine sahip ama gene, degersiz madde de bulunan yeni bir malzeme kaliyor. Iste sizin elde ettiginiz urundeki degerli madde miktarinin, islemlere tabi tutulmadan onceki degerli madde miktarina oraninin yuzde cinsinden ifadesine recovery deniyor maden muhendisliginde

Ornekle de aciklayayim. 10 ton malzemeniz var 2 tonu degerli. Bazi islemler uyguladiniz bu malzemeye ve sonuc olarak 1.5 tonu degerli 3 ton malzemeniz oldu.
Neydi recovery? Besleme ve urunun degerli madde miktari orani(%). Yani, (1.5/2)*100=75 --> 75% Bir de bunu yorumlayalim. Processinize giren degerli malzemenin 75% ini kurtariyorsunuz. Geri kalan atiga gidiyor. Vay babayin kemigine.

Grade: Recovery yi anladiysaniz grade cok kolay. Bir malzemedeki degerli madde miktarinin tum malzemeye oranina yuzde cinsinden grade deniyor. Yani ustteki ornek icin konusursak, beslemeniz 10 ton bunun 2 tonu degerli, grade ne olur? (2/10)*100=20 --> 20%. Urununuz 3 ton bunun 1.5 tonu degerli (1.5/3)*100=50 --> 50%

Tromp Curve: Simdi buna illa budur demek aslinda biraz yanlis olur. En iyisi soyle tanimlayayim. Bir islem sonucunda, o isleme beslediginiz malzeme o islemden ya iyi islenmis olarak cikar ya da kotu islenmis olarak cikar. Bu iyi islenmis kotu islenmis olayi genis. Yani batan-yuzen de olabilir bu, kalin-ince de olabilir falan filan. Orasi cok da onemli degil. Neyse, bu isleme tabi tutulan malzemenin iyi ya da kotu islenme olasiliginin, malzeme karakteristigini temsil eden bir parametreyle birlikte cizildigi grafiklere tromp curve deniyor. Ornek, simdi diyelim elinizde talas var. ama talasli imalat yapilirken cikan bu talasin icinde metal parcalari var. hatta oyle ki bu metal parcalarinin bir kismi talaslar tarafindan kaplanmis. Siz bu metal parcalarini, talaslardan ayirmak istiyorsunuz. Islaklik, kuruluk, tanelerin boyutlari falan da problem degil. yalniz taneler oldukca kucuk. yani elle ayirma yapamayacaksiniz. Ne yaparsiniz? Basitce elinizdeki malzemeyi su dolu bir kaba doker ve talaslari metallerden ayirirsiniz degil mi? Zira talaslarin yogunlugu 0.9 g/cm^3 (ki sudan hafiftir) iken metalin ki 7.8g/cm^3 diyelim. Simdi tamam boyle ayirdiniz guzel. Olayi biraz zorlastiralim. Icine recovery katalim hatta. Simdi hal boyleyken sizin yuzdurdugunuz talaslar ve batirdiginiz metaller var. Peki ya etrafi talasla kaplanmis metallere ne oluyor? Yuzecekler mi batacaklar mi? Hangisi yuzecek? Yuzdugunde, yuzen malzemenin talas grade'i ne kadar dusecek? (Grade'in tanimini lutfen tekrar okuyunuz eger dusecegini kestiremediyseniz.) Iste bunlar metalin etrafinin ne kadarinin talasla kaplanmis oldugu falan fistik gibi ilginc parametrelere bagli. Bunu da en kolay nasil ifade ederiz, yogunlukla evet, aferin. Simdi dusunun, elimizde oyle bir grafik var ki o grafik bize yogunlugun degismesine gore, o tanelerin yuzme ya da batma olasiligini veriyor. Iste bu tarz grafikler tromp curve olarak adlandiriliyor. Yorumlara yazarsiniz hala eksik kalan kisimlari varsa.

Gorece Yuksek Matematik: Biliyorum bu kisiden kisiye degisir. Ortalama bir muhendisin kullanmasi gereken matematik de, muhendislik dalindan muhendislik dalina, hatta ayni dalda calisilan alana, ve dahi ayni alanin hangi konularinda calistiginiza bagli olarak degisir. Bunlarin hepsinin farkindayim. Gorece yuksek matematik derken, teorisi gorece daha zor olan matematikten bahsediyorum. Mesela ne bileyim ya iste initial value problem falan cozmekle ugrasiyor adam. Olay onu cozmek de degil, onu initial value problem olarak modelleyebilmek. Matematikten kastim bu.

MATLAB: Matrix Laboratory'nin kisaltmasi asmis bitirmis hersey programi!

Uzun oldu biraz kusura bakmayin.

Yenilikler efendime soyleyeyim Degisiklikler

Her an her sey olabilir. Hepiniz hazir olun.

Love Will Come Through



Bir insanın gözlerinin güzel olması için illaki o gözlerin renkli olması gerekmez. Bazen kocaman, kahverengi bir çift göz de çok güzel olabilir. İşte onun gözleri de öyle. Çok güzel...

Yazar japon konsolosu'nun deyimiyle, boğuk gözlü kızlardan hoşlanırdım ben eskiden. Buğulu demek istiyor sanırım kendisi. Ya da artık boğuk derken neyi kastediyor bilinmez. O gözü öyle tarif ediyordu işte. Hakikaten de öyleydi. Ben farkında olmazdım gözlerin. Yani, "şu kız ne kadar hoşmuş" dediğimde aldığım cevap; "e işte boğuk gözlü" olurdu.

Tekrar gelelim o güzel gözlere. Baktıkça bakası geliyor insanın yahu. Aşık mıyım? Ahahah diye gülersiniz bana. "Daha 1 hafta önce bir ilişki düşünmüyorum diyen sen değil miydin?" dersiniz. İşte bir çift güzel göz her şeyi değiştiriyor bazen. Aşık değilim zaten ya. Sadece güzel gözlere bakmak istiyorum. Hep bakmak istiyorum. Çok bakmak istiyorum. Daha çok. Gerçi aşkın tarifi nedir ki? Yok efendim sürekli onu düşünürsün, karnına bir ağrı saplanır, salak salak gülümsersin etrafa vs. Böyle klasik şeyler vardır. Bu da klişe aslında. Yok ki onun kesin bir tarifi. İyi işte o zaman. Ben de bu gözlere aşık oldum. Canım ya!

"canım canım canım."

May God's Love Be With You



Şunu koyalım bir başa. Dönsün burada ben yazarken. Bu şarkı takıntısı ne diyecekseniz, der misiniz? Yok öyle bir takıntı. Var mı? Yok! Neyse...

Henüz bir ilişkiye hazır değilim ben. Dalga geçmeyin ya! Çok ciddi söylüyorum. Hem belki o kişi okursa, buradan da bir cevap almış olur tam olarak.

Bu gece birkaç şeye tanık oldum. Yok dedim, soğudum. Zaten soğuktum. Dondum. Brrr! Bi' elektrikli sobayı açayım. İyi ki elektrikli o da ha! İyi ki elektrikli! Elektriklisin diye 5000 voltu, 8000 amperi vur gitsin! Neyse!

Şimdi ben de bu gece kendimce bir liste yaptım. İlişkilerden soğuma adına bir şey vermiyor tam olarak aslında. Öylesine bir liste. Liste dediysem, çok maddesi yok. Kaç tane var peki? 3 tane.

1- "Ayrıldıktan sonra arkadaş kalalım."

Pardon ama, hadi lan oradan! Olmuyor arkadaşım. Hayır niye arkadaş kalıyoruz ki? Biz seninle sevişmedik mi? Ben seni çıplak görmedim mi? Hı? Ben bugüne kadar hiçbir arkadaşımı çıplak görmedim mesela. Gören varsa söylesin. Hadi sevişmeyi bırak, ne yapacaksın arkadaş kalınca? Yeni sevgililerini mi anlatacaksın? Fikrini mi danışacaksın? Titrin ne lan senin!? Arkadaş olarak mı bulunacaksın yanımda? Titrin eski sevgili olüm senin! Oldu bitti yani. Eski sevgilisin işte.

Ben hiçbir sevgilimle arkadaş kalmadım desem yalan söylerim. Mesela nbh_ hiç arkadaş kalmadı. Gerçi onun hiç sevgilisi olmamış lan! Ben kaç tanesiyle arkadaş kaldım? Kaldım da ne kadar kaldım yani? Duruyor orada öyle.

Amaan kalan kalır arkadaş banane. Kıl olduğum bir cümledir sadece. Şimdi kıl olduğum ikinci cümleye gelelim. Tarkan'dan Kıl Oldum Abi'yi koyayım mı buraya? İster misiniz?

2- "Ben seni arkadaş olarak görüyorum."

Pardon ama, hadi lan oradan! Aslında bu cümleyi esnetebiliriz çok fena. Şimdi doğaçlama bir kalıba giriyorum bakın hemen. Hooop! "Yaaağğ ben seni aslında arkadaş olarak görüyorum. Yani ne biliiim, yanındayken çok eğleniyorum, çok gülüyorum. Çok mutluyum. Kendimi güvende hissediyorum. Ancak daha ötesini düşünemiyorum yaaani."

v.2. "Hem senden böyle bişey beklemezdim. Biz arkadaş değil miydik?"

Hasssiktir oradan ya! Sanki benim hiç arkadaşım yok! Arkadaşım olmazsan ölürüm ben çünkü. Nereye arkadaş yaa! Nereye arkadaş? Kaç tane böyle arkadaşın oldu senin? Kaç tane böyle sevgilin oldu senin?

Bu konu üzerinde durursam çok fazla sinirlenirim ben ya! Az daha sövüp bırakıcam. Sözüm sana lan! Ruhun Sesi! Yani o kadar baştan dedik de mi hoşlanıyoruz diye! Demedik mi? Dedik! Sen de böyle düşünüyosan daha sık görüşelim. Aksiyse de söyle bilelim demedik mi. E canını yediğim, sen daha neye takılıyorsun o zaman? 2-3 ay sonra gelip de arkadaş olarak görüyorum niye diyosun lan? En sonunda da vicdan azabı de mi? Vicdan azabını yerim ben senin! Biz ameliyat oluyoruz, aramalar sormalar. Yerim seni ben.

3- "Ben sana güveniyorum da, o çocuğa (ya da, başkalarına) güvenmiyorum."

Pardon ama, hadi lan oradan! Basbayağı sevgiline güvenmiyorsun işte! Olum güven inşa edin ilişkinize ya! Güveni oturtun bi önce. Sonra siz çıkın üzerine. Konuştum ben Güven'le, sorun olmaz çıksınlar dedi. Gerçi bunu genelde erkekler söylüyor. En azından bunu bana bi kızın dediğini duymadım. Yani sevgilim söylemedi en azından. Bazı yavşak emoların dışında.

*Ben Bunları Niye Yazdım?*

Bunların hepsi klişe olduğu için yazdım.
Hepsine ayrı ayrı uyuz olduğum için yazdım.
Bunlar artık değişsin diye yazdım.
Müfredat değişiyo lan her yıl, bunlar da değişsin diye yazdım.
Aslında bok gibi yazdım. Tam dökemedim içimi. Ne zaman gaza gelsem, erteliyorum çünkü. Bunu da erteleyeyazdım. Halbuki tam içimden geldiği zaman yazsaydım daha güzel olcaktı. Vallahi bak! Şşş! Gerçekten...

Bu listenin oluşmasında emeği geçen, bubblepuff'a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Hayır turdan parasını alınca bi içirmeye çıkaracaktı da neyse! Zaten artık arkadaş da değiliz! ahaha bak bunları hep sen okicaksın diye yazıyorum. Daha da yazmam mıh mıh.

Smiley yapmayayım diye ne kastım yaa. mıh mıh ne ya? mıh mıh ne! :P :) :( :(:/&:(:)/&(:/

Tankut



Eskiden eşyalara acırdım ben. Nasıl mı? Mesela işte buzdolabı çok mu çalışıyor? Aman üşümüştür bu şimdi ya derdim. Misal, elektrik sobası çok mu yanıyor? Yazık lan, çok yandı bu, yorulmuştur azıcık kapatayım derdim. Televizyonu olsun, bilgisayarı olsun, arabası olsun... Böyle gider bu. Amma malmışım lan!

Az önce bulaşıkları yerleştiriyordum da, bulaşık makinesinden alıp. Kapağı açınca bir buhar geldi. Yazık lan dedim! Bunun da işi zor ha! Baya baya bulaşık yıkıyor alet dedim. Sonra döndüm kombiye baktım. Ulan sen de su ısıtıp duruyosun işin iş ha dedim! Amma malım lan!

Yalnız mandalina mevsimi de geldi artık. Ne tank oynanır ya! Aldım yanıma şimdi *3* tane mandalina. Ne yapayım, FM oynayayım. Ya da film izleyeyim. Olum tank yaaa! Tank oynayalım tank!

Edit: Şarkıyı soran arkadaşlar oldu. Mail yağmuruna tuttular. Hemen söyleyeyim. The Mavericks - I Want To Know.

Edit2: Ahahaha haaaaaaßßiktir lan!

Edit3: Çok afedersiniz.

Soslu Makarna Yaptim Yedim Yedim Agladim

Yok lan aglamadim ısudhfaoıusdhf. Agladim yazinca daha cekici oluyo baslik ondan seyettim. oaıdjfoaısdjf. Cakallik cakallik uzerine.

Siz geldiniz aklima. "Amcooooolu o kadar salca konur mu? Kilosu kaca salcanin haberin var mi senin, hiiiia, haberin var mi?" diyen nbh_ geldi. "Lan adama bak ya, salcanin lafini yapiyo!" diyen sneyl geldi. "Yemek hazir olmadi mi aq lan daha?" diyen konsolos geldi. Salcali makarna, yogurt, ekmek yaptigimiz gunler geldi. Dayi'nin (kimin dayisi oldugu bellidir) balik kizartmadaki ustaligi geldi oıasıdhfoasıudhf.

Ozlemisim hayvanlar! Makarna yerken bunlari dusundum hep. Ayni eve cikacagimiz gunlerin hayalini kurdum. Kavga edecegimiz zamanlari betimledim, sonra da nasil barisacagimizi.

Bensiz siz, biz degilsiniz. Sizsiz ben, biz degilim.

Smile Like You Mean It




Şarkıyı da boş geçmesin diye koydum ya. Yoksa bir numarası yok. Dinleyin yine de.

P.S.: Resim özellikle ufak lan!

Ganga Nedir?

Hani bir sehir efsanesi vardir. ODTU'de gecer. Felsefe bolumunde yapilan bir sinavda, hoca, ogrencilere "Risk Nedir?" diye sorar. Ogrencilerden birisi de "Risk budur." yazar kagida ve tam puan alir. Bu efsaneyi hatirlattiktan sonra soyle devam edeyim.

---Lan bir dakika, felsefede hangi dersin sinavi "risk nedir?" diye bir soruyu iceriyor olabilirki? Bir bilen bunu soylesin. Hadi ne bileyim isletme falan olsa bir nebze daha makul.---

Ganga nedir? Ganga aslinda kanka sozcugunun deformasyonu ile olusturulmus gibi duruyor degil mi ilk goruste? Oyledir de aslinda. Fakat bundan baska bir ganga daha var. O da budur.

Simdi bir de tesekkur eklemek isterim bu yazinin sonuna. Daha ne dedigimi bile bilmiyorken, beni, kahkaha, zuxxi, efsaneler ve itiraf gibi sitelerle tanistiran, bana, ignition oynatan, yol gosteren o yuce adama, idolume, her ne kadar kendisi yaptigini inkar edecek olsa da, simdiye kadarki hayatim boyunca bana actigi kapilardan oturu cok cok tesekkur ederim. Bambaska bir insansin. Seni seviyorum.

İŞTE BUDUR

YA KAÇ OLACAKTI

işteeeee sayın ğanhalar ve onların ğanhaları veyahut ğanhamın ğanhasının ğanhaları...
sizlere son yüzyılın en süper isimli parçasını sunuyorum. bu şarkı artık bizim şarkımız sevgilim, kadınım, giyim kuşan. bu akşam balomuz var. benze bahar ağaçlarına. kulağını temizle, ama sakın kulak çöpü kullanma, zararlı diyorlar kadınım.


neyse, tebrikler britney spears... buradan spitney bears'a da kucak dolusu sevgiler. ne diye grubun adını değiştirdiniz lan. hiç yakıştıramadık blog ailesi olarak. saygısızlar... son olarak buradan turkish director nuri bilge ceylan'a da teşekkürler. (bkz: ferman in ema, 50 cent in da house)

guten abend berliiiinnn...

Ne Istiyorsun Benden?

Essegin sikini istiyorum cok afedersiniz.

Bu kendini begenmislik nedir? Sanki bana bakansin da kapinda bana is bul diye yalvariyorum. Gerizekali ya!

Halini, hatirini sormam hata cunku. Cunku sorunca bir sey istemis olucam. Dolayli yoldan, o dolma parmaklarini klavyenin tuslarina 200 kere vurmani istemis olucam. Hata bende. Nasil dusunemediysem bunu? Bir anlik malligima gelmis. Ne konusmaya calisiyorsun ki? Ne merak ediyorsun? Bok mu var? Ne halt ediyorsa etsin. Cani isterse haber verir, istemezse vermez.

Aramiza mesafeyi koyan sensin, ama bunu o koca kafan almiyor!

Akvilina

Akvilina mantı açacakmış canlı yayında. İyi, güzel. Tam da kahvaltımı yapmıştım zaten. Sıcacık kahvemle oturur izlerim. Sonuçta bir geçmişimiz var.

Hazırlıklar yapılıyor. Başını örtüyor. Kot pantolonunun üzerine bulaşık önlüğü benzeri bir etek giydiriliyor. Önünde hamuru hazır. Oturuyor Ece Erken'le birlikte dizlerinin üstüne. İyi, güzel. Ben de oturuyorum kahvemle birlikte.

Oklavayı alıyor hanım kızımız eline. "Başlayalım mı?" diye soruyor Ece Erken. "Başlayalım." diyor Akvilina. "Ama önce..." diyor Ece Erken. Belli ki kafasında bir reklam fikri var. Bakıyor etrafına, reklama gir falan denmiyor. Sonradan aklına geliyor yönetmenin de galiba. "Ve reklamlar, sonrasında Akvilina mantı açıyor."

Kaybettiniz olum beni! Beklemem ki ben o reklamı! Kalktım geldim işte. Zaten hep aynı stil oynamalar, hep aynı gülücük. Ne biçim kızmışsın be Akvilina!

Olum Ne Kadar Abazansınız Siz Ya!

Az önce ekşi'de bir kız deviantart sayfasını verdi tamam mı? Kız diyorum, çünkü sayfayı ziyaret ettiğimizde anlaşılıyor fotoğraflardan. İyi, güzel. Gezdik, baktık. Fakat ben bekledim. Bir çakallık gelecek biliyorum. Kız gayet hoş çünkü. Sözlükte bekledim, bakalım kızın nicki altına entry girilir mi diye. Yok gelmedi bir şey. Fakat sonra ne oldu? Hopppaaaa.

~ekşiden selamlar bağyan :)
~tatlı model

Lan valla bravo size ha! shfpsaasdpofıuashfpoıuas akşam akşam güldürdünüz. Yine karnıma ağrılar girdi bak. fhsadfkjsadhflkasjdh. Buradan denemecan'a selam ederim. Ah sen de olsaydın burada. Ne gülerdik, ne gülerdik! Ara ara güler, ara ara hüzünlenirdik.

ekşiden selamlar bağyan! ashdpfoausdhfpsaıughas.

Halloween Hoot

Kahvemi yaptım. Odam sıcak. Dışarısı buz gibi lapa lapa kar yok. Sadece soğuk. İyi soğuk yaptı bu sene. 3 ya da 4 gündür evden çıkmıyorum. Dur bakayım. Evet 3 günmüş. Zaten düşündüğüm kabahat. Ya kaç gün olacaktı? Kaç gündür yazmıyorum ama yine de aynıyım. Hayal kırıklığına uğradınız değil mi? Aaa sneyl yazmış, hadi bir okuyalım dediniz. Ohoo aynıymış bu herif hala dediniz. Bok aynıyım! Bırak yaaa, kapat kapat kapat!

Merve Sevi'nin de dediği gibi, geçen seneki sneyl değilim artık. Aslında bunun tam tersi olduğumu söylemek için geldim buraya. Şu an tam olarak geçen seneki sneyl'im. Evden çıkmadığım 3 gün içerisinde yani. Neden? FM çıktı çünkü. Ben de tam anlamıyla 3 gün önce oynamaya başladım. Size bir şey söyleyeyim. Ben bu oyun için sevgilimden ayrıldım bir keresinde. Çok ciddiyim. "Amaaan ayrılcam, nasıl olsa FM de çıktı" deyip ayrılmışımdır.

İş yaparken dinlemesi çok güzel olan bir şarkı vardı hani. Islands - Don't Call Me Whitney, Bobby. Hah! İşte onu iş yapmazken de dinlemesi çok güzelmiş aslında. Bir daha hatırlayalım.



Çarşamba günü çok pis içme düşüncem var. Tek başıma gidiyorum. İsteyen olursa gelebilir. Ancak ben biraz kafayı bulayım. Bulayım ki siz benim nerede olduğumu bulamayın. Geçtiğimiz Cuma gecesi 5 birayı zor içmiş biri olarak, tek başıma oturduğumda ne kadar içerim bakalım. Geçtiğimiz Cuma demişken, işte Halloween vardı. Kostüm falan filan eğlendik. Maske oldum ben. Gayet ciddi ciddi takımımı da hazırlattım. Yüzümü de yeşile boyadım. Maylo oldu japon konsolosu da. Gecenin ilerleyen saatlerinde yüzümün yarısını, yani yeşil boyayı sildim. Maylo da yüzünün yarısını yeşile boyadı. Maske kırıldı hesabı. Çizgi filmi bilenler için söylüyorum, stanley ipkiss'in oturduğu apartmana bakan kalede işler karıştı.

Önümüzdeki haftasonu müzikale gideceğim. Yanıma birini bulmam lazım. Joker olarak kullandığım birisini götürmek istemiyorum bu kez. ashspfdıaufhpıgudf. Ne bileyim belki nbh_'yi, belki japon konsolosu'nu alırım, belki de ikisini birden alırım yanıma. Sonrasında da içecez gardaşşşlaaaar dersem gelirler herhalde.

Kahve bitti. Oda hala sıcak. Dışarısı hala soğuk. Kar yok.

Ikna Kabiliyeti

Gun gecmiyor ki gulmekten karinima agrilar girmesin.

http://www.milliyet.com.tr/2007/06/07/son/sontur45.asp adresini bir okuyun. Ikna kabiliyeti neymis, bir insan nasil ikna edilirmis gorun.

Bu durumu benimsiyorum.