İyi ki Doğdum!

Bugün benim doğum günüm! (dü) Aslında hala doğum günüm sayılır. Özel hissedilmek güzel bir şey. Yani bir anlık da olsa insanların seni hatırlaması güzel. Seni hatırlıyorlar. Hatırlandığını hissettiriyorlar. Duygulanıyorsun haliyle. Ağlamıyorsun tabi o kadar duygusal değil. Yine de güzel...

İyi ki varsın denir, iyi ki doğdun denir. Tabi kimisi sıradan söyler bunu, kimisi içten. Anlarsın sen bunu gerçi. Anlarım ben! İyi ki varım! Mesela ben içten söyledim. Sıradan söylesem olmazdı zaten. Çok güzel bir doğum günü geçirdiğimi de söyleyebilirim. Yine içten tabi. Sıradan olmadı en azından.

İyi ki doğdum ben!

Bir de şuna bakın derim ben;
Birthday Calculator

Jezebel Spirit

“Mum ışığında yazı yazmaya bayılıyorum. Bayılmıyorum aslında. Elektrikler kesik. Ancak eğlenceli olmuyor da değil. Gece gibi... Elektriklerin kesik olduğu zamanlarda da kendimle başbaşa kalabildiğimi farkettim.”

Bir karakter var beni sürekli takip eden. Nedense beni hep üzüyor. Hiç aksatmıyor ama. Görevini tam anlamıyla yerine getiriyor. Beni üzmek için yaratılmış olma ihtimali üzerinde yoğunlaşıyorum. Ya da aklını tam kullanamıyor. Bazı fonksiyonları eksik. Tam bir gerizekalı... Ne yapmaya çalıştığı hakkında en ufak bir fikrim yok. Gerçekten beni çok üzüyor. Bazı geceler sağlığımdan parçalar kopartıp gidiyor. Sabah uyandığımda hasta oluyorum. Sonra yazı yazıyorum, iyileşiyorum. Bazen çözümünü bildiğim sorular soruyor, ben yapamıyorum. Korkuyorum. Beni korkutuyor. Korkulacak birisi çünkü o. Yeni farkettim bunu.
“Elektrikler geldi. Jezebel gitti.”