Rugby Oynamak Istiyorum Ulan Ibneler

Baslikta da belirttigim uzere rugby oynamak istiyorum ulan ibneler!

Ya var ya, su monitorunun karsisinda beni okuyan 6 milyar insan, size sesleniyorum;

adam misiniz lan siz?*!!!!11

Olum valla dalacam ya!

ps: Sneyl, Nob-Boggy sizin de ta aminiza koyayim.
2008 yılındaki programa, ne zamandır var bu program sen nereden sardın buna, filmi mi çıktı anlamadım ki diyor. Sonra kendisi 2005 yılının programını izlemeye başlıyor 3 ay öncesine kadar. Bir diğeri de yok hislerime tercüman oldun diyor. Hadi oradan canım ya!

99 Soru

Madame Diva adlı bir bağyanın blogunda gördüm. Can sıkıntısı işte. :bühü: )= :F (daha fazla sımaylığ)

1. 5 yıl sonra kaç yaşında olacaksın?
27

2. Bugün en az 2 saatini kiminle geçirdin?
Kombici ***. Neyse ben bir şey demiyorum.

3. Boyun kaç?
Böyle soru mu olur ya! 1.73 olsa olsa. Sonunun 3 olması makbul.

4. 6 hafta içindeki en önemli planın nedir?
Hiç bilemiyorum hakikaten.

5. En son hangi filmi izledin?
Role Models izlemeye çalışıyorum.

6. Aradığın en son kişi?
Dinco.

7. Seni arayan en son kişi?
Abim.

8. En son aldığın SMS?
Kuzenimden, "tamam shaqerim grs öptm ben de muck!"

9. Sana sesli mesaj bırakan en son kişi?
Ah be gülüm. Ondan yok işte.

10. SMS mi konuşmak mı?
SMS. Bedava mesaj. Sağol!

11. Dün gece saat 12de ne yaptın?
Tekila + bira

12. Anne-baba evli mi?
Yup.

13. Anneni en son ne zaman gördün?
1 saat önce.

14. Gözlerin ne renk?
Wawi. Şaka lan şaka. Kahverengi.

15. Bu sabah saat kaçta uyandın?
11.

16. Şu anda üzerinde ne var?
Haydaaa! Ne oluyoruz lan! Gece oldu diye...

17. Şu an hangi şarkıyı dinliyorsun?
Nada Surf - Beautiful Beat.

18. Şu anda olmak istediğin mekan?
Kumsal.

19. Şu anda olmak istemediğin mekan?
Okul.

20. Gidebilseydin nereye gitmek isterdin?
Rusya. Meksika.

21. 10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?
Herkes de bunu soruyor arkadaş!

22. Cep telefonun nerede?
Cebimde. *tsııssısıss* Masada, yanımda.

23. Çocukken geceleri korktuğun şey neydi?
Bir yere odaklanır, oradaki şeyin bana baktığını düşünür, tırsardım.

24. Seni güldüren en son şey neydi?
#11'in facebook statüsüne yazılan yorum.

25. Evinde kaç tane TV var?
3. Kaç olacak. Demek isterdim ama 2.

26. Yatağın ne kadar büyük?
3 kişilik. Kaç kişilik olacaktı. Demek isterdim ama 2 kişilik.

27. Laptop mu kullanıyorsun PC mi?
PC.

28. Uyurken çıplak mı uyursun yoksa kıyafetlerle mi?
silk sleeping suit'le uyurum her zaman.

29. Çarşafın ne renk?
Yeşil.

30. Kaç yastıkla uyuyorsun?
2.

31. En sevdiğin mevsim?
Sonbahar.

32. En sevdiğin şey : Sonbahar?
Yapraklar olsa gerek.

33. En sevdiğin şey : Kış?
Karda sıcak bir kahve içmek.

34. En sevdiğin şey : Yaz?
Tatile gidecek olmak.

35. En sevdiğin şey : İlkbahar?
Ooh

36. Yaşadığın şehir?
Ankara

37. Ayakkabı mı terlik mi?
Ayakkabı.

38. Sosyal misin?
soyşıl distorşınım.

39. En son yediğin şey?
Pırasa.

40. Favori mekanın?
El Paso.

41. En sevdiğin dondurma?
Karamelli olan herhangi bir dondurma.

42. En sevdiğin tatlı?
Güllaç olabilir.

43. En sevdiğin çorba?
Mercimek.

44. En sevdiğin yiyecek?
Pizza.

45. Çin yemeği sever misin?
Böreklerini sevmem. Diğerlerini bilemedim.

46. Kahve sever misin?
Taparım.

47. Günde kaç bardak su içersin?
3. Kaç olacak. Demek isterdim. 6.

48. Kahvaltıda ne içersin?
Su, kahve.

49. İlk hayvanının adı neydi?
Hmm. Zor bir soru. Bir kediydi. Bir kedi gördüm sanki, ismiydi. Şimdi koydum ismini, hatırlayamadım çünkü.

50. Yatakta uyurken belli bir pozisyonun var mıdır?
Her türlü uyurum, acımam.

51. Poker oynamayı biliyor musun?
Yep.

52. Sarılmaktan hoşlanır mısın?
Sen hoşlanır mısın?

53. Hiç Meksika'ya gittin mi?
Sen beni dinlemiyorsun galiba!

54. Herhangi bir bağımlılığın var mı?
Kahve.

55. Evde mi yoksa dışarıda mı daha çok yersin?
Evde.

56. 57 nerede?
Burada aslında mekan sormuş madam. Sanki her yerde 57 var!

57. Seninle aynı gün doğmuş birini tanıyor musun?
Hayır.

58. Çocuk istiyor musun?
Eskiden olsa isterdim. Şu an bilemedim.

59. Bildiğin diller?
İngilizce. Rusça.

60. Bir hastalığın var mı?
Hayır.

61. Hiç ambulansta bulundun mu?
Çok.

62. Okyanusu mu yoksa havuzu mu tercih edersin?
Okyanus.

63. Koridor tarafı mı cam tarafı mı?
Cam.

64. Baston kullandın mı?
Yani çocukken kullanmışlığımız var (!)

65. Paranı en rahat harcayabileceğin şey?
Elektronik eşyalar.

66. Hiç 24 ayar bir takın oldu mu?
Hæ.

67. Favori TV programın?
How I Met Your Mother.

68. Dilini yuvarlak yapabiliyor musun?
Ne sandın...

69. Tanıdığın en komik insan?
Tanıdığım herkes.

70. Herhangi bir oyuncakla uyur musun?
Gerçeğini tercih ediyoruz genelde.

71. Cep telefonunun şu anki melodisi?
The Lovefreekz - Shine

72. Çocukluktan kalma bir kıyafetin var mı?
Yok.

73. Sana en yakın kırmızı renkteki şey?
KFC menüsü.

74. Dişini fırçalarken musluğu kapatır mısın?
Evet. Sular bitince görücem ben seni!

75. Uyurken odanın kapısı kapalı mıdır?
Evet.

76. Hadi diyelim sana bir şey saldırdı. Ayı mı olsun, arı sürüsü mü?
Ayı. Kaçabilme şansı var biraz.

77. Çok ilişki yaşadın mı?
Kısmen. Nasmen.

78. Chicken fingers sever misin?
İvit.

79. En sevdiğin balık?
Mezgit.

80. Arabanın yağını yenilemeyi biliyor musun?
Biliyorum ama hiç yapmadım.

81. Hiç trafik cezası aldın mı?
Hayır.

82. Yolda benzinin bitti mi?
Araba yok gülüm.

83. Her zamanki uyuma vaktin?
Belli olmaz o.

84. Okuduğun son kitap?
The Bro Code.

85. Gazete okur musun?
Son zamanlarda olmasa da, evet.

86. Herhangi bir dergiye üyeliğin var mı?
Ikea kataloğu.

87 .87 nerede?
Bu mekan değil. Burada madam iyice artık coşmuş.

88. Pembe dizi seyreder misin?
Hayır.

89. Arabada dans ettin mi?
Evet.

90. En son dinlediğin radyo?
Açık Radyo.

91. Sana en yakın resim?
Red Hot Chili Peppers.

92. Kağıda aldığın en son not?
1ab-2ab farkı. Remove frequent-Remove percentage yerine. O Level Data Set. AB4636.

93. En sevdiğin mum kokusu?
Mango.

94. En sevdiğin masa oyunu?
Risk.

95. 96 nerede?
Madam! Olmuyo ama böyle.

96. Kiliseye en son ne zaman gittin?
2005 yılında ziyaret etmiştim kendisini.

97. Lisedeki en sevdiğin hocan?
Mr. and Mrs. Brown. Şaka lan şaka. Analitik geometri hocam.

98. Çadırda uyudun mu?
Eğet.

99. Sana özel bir şey yapan en son kişi?
Dinco.

Clavicula


Köprücük kemiğime dövme yaptırıcam lan! Vallahi canıma tak etti! Ne yaptırsam bilemedim ama.

Kemik dövmesi yaptırayım. Hæ! Ne güzel olur. Olmaz mı? Peki...

Anamanaguchi

Grup ismine gel ya! İnsan söylerken heyecanlanıyor.

http://www.myspace.com/anamanaguchi

Haydaaaa

Lan oğlum lan! Nevroz kutlamışsınız bana haber vermiyorsunuz, alacağınız olsun. Sonra ödeşiriz.

Stumble kullanmayalı da uzun bir süre oldu. Gelmiş bana, uefa.com, btjunkie, youtube, facebook falan açıyor. Youtube lan youtube! Bildiğin ana sayfa. Ne yapıyorsun sen ya? Ben bilmiyor muyum o siteleri! Sen çok mu iyi biliyorsun! Neyse sonra düzeldi, kendine geldi. Zaten sinirliyim. Gaz valfiymiş. Heee, Alf! Tayfur Havutçu gibi tipin var zaten! Bir de pis pis sırıtmalar. Bak nereden nereye geldim. Sinirlendim bak! Bak bak bak! Ellerim titriyo...

Buradan sevgili Yasemin'e seslenmek istiyorum. Sevgili Yasemin; birazcık insaf ya! Teşekkürler.

2 haftadır bir filmi izleyemedim zaten. Nasıl bir insansam ben de. Time Warp var onu izleyin. Gelin bende izleyin, indirdim ben. Bir de After Dark Horrorfest güzel. Şahane. Geceleri bir film izledin mi, 1 haftada çok şahane bir insana dönüşüyorsun. Bak mesela bana. Nasıl şahane bir insan oldum.

Buradan sevgili sevgilime seslenmek istiyorum. Sevgili sevgilim; napıyorsun lan sen? Kızmaya başlıyorum ama! Vallaha silecem seni o olacak bak! Kendine gel! Teşekkürler.

Rahatladım hadi biraz. Hadi yine iyiyim ya.

Paradoks Kurbağası

Pseudis Paradoxa* diye ilginc bir yaratik var. Dogdugunda essek gibi oluyomus bu kurbaga. Essek gibi kurbaga? Neyse, ondan sonra yaslandikca normal boyuttaki bir kurbaga haline geliyormus. Kuculen kurbaga. Neden paradoks dediklerini anlamissinizdir herhalde. Buyudukce, kuculuyor. Oyle iste.

La Yapay Kan La!

Ingiliz bilim insanlari embriyonik kok hucrelerden yapay kan uretmeyi deneyeceklermis.*

Bunu yaparken kullanacaklari kok hucreleri de, yapay dollenme tedavisinden arta kalan insan embriyolarindan temin ediceklermis. Peki nasil? Simdi genel verici diye ilkokuldan beri bildigimiz kan 0(-) ya, arastirmacilar da bu kok hucrelerinden, genetik olarak 0(-) olusturmaya programlanmis olanlari tespit etmeye calisacaklarmis. Sonra bunlari oksijen tasiyabilen olgun kirmizi kan hucreleri olusturmalari icin kiskirtacaklarmis. Asil ilginci bu sekilde uretilmis sentetik kan, HIV ya da hepatit gibi genel olarak virusler tarafindan infekte olma riski tasimayacakmis. Super lan bu! Simdi tam olarak aids'in mekanizmasini bilmiyorum ama, neyse ben bunu bir arastirayim.

Bir Pazar Günü Çıktım Karpuz Vermeye

Hop! Naber?

Evde otur otur bunaldım. Baktım hava da güzel. Giydim Karl Malone t-shirt'ümü, çıktım işe. Doldurdum arabaya karpuzları. Karpuz, karpuz diye bağırıyorum. Meğersem bağırmıyormuşum. İyi ki de bağırmıyormuşum. Arabaya karpuz koymamışım ki! Boş boş dolanıyormuşum dar sokaklarda. Etrafımdakiler bana bakıyordu şaşkın şaşkın. Herkes parmağıyla arkamı gösteriyordu. Herhalde beni tanıdılar, gaçhayım dedim. Koşmaya başladım. Sonra birden durdum ve düşündüm; "beni nasıl tanıyabilirlerdi ki?" Arkama döndüm ve baktım. Otobüs kornaya basıyormuş sürekli. Kulağımda da kulaklık olduğundan duymamışım. Neyse çekildim. Bir teyzeye rastladım. Oğlum gel buraya dedi. Gittim yanına. Karpuz satacaksan yukarıda bir oğlan var, ona söyleyeyim de beraber satın dedi. Şaşırmıştım. Benim karpuz satacağımı nereden biliyordu. Peki teyze dedim. Sonra bir çocuk geldi. Mükemmel renklere sahip bir t-shirt'ü vardı. İlk sorum, yahu bunu nereden aldın oldu. Bana baktı, gülümsedi. Hatta *tsıhheeh* diye bir ses çıkardı. Bunu annem bana yaptı dedi. Başka yerde bulamazsın bunu dedi. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Senin üzerindekinden bende de var dedi. *Mhsseahhss* diye bir ses çıkardım. Ama gülümseyemedim. Aman tanrım bu ses nereden gelmişti peki? Yoksa? Özel tasarım t-shirt'lü çocuk bana sinirli sinirli baktı. Ne biçim bir insansın sen dercesine yüzüme tükürecekti. O an anladım ve onu engelledim. Neden engelliyorsun beni dedi. Ben de bu şekilde bir tükürük yok dedim. Haa doğru diyorsun dedi, sarıldık ve aramızdaki buzları erittik. Saatler ilerlemişti. Artık bu saatten sonra karpuz marpuz satılmazdı. Biz de baklava alıp eve dönelim dedik. Beni evine davet etmemişti ama ben kendimi zorla davet ettirdim. Eve geldiğimizde, odada bir çocuğun uyuduğunu gördük. Oda krem kokuyordu. Bu nasıl bir krem kokusudur dedik kendi kendimize. Daha sonra aynı şeyi düşündüğümüzü anlamışcasına birbirimize bakıp gülümsedik. Bu kez ses de gelmemişti. Sıkı dost olmuştuk. Gel sana kokoreç yapayım dedi. Mutfağa gittik. Bir güzel yedik. Krem kokusu mutfağı da sarmıştı. İçerideki çocuğun kokudan ölebileceğini düşünerek, bıçakla gırtlağını kestik. Böylesinin daha hayırlı olacağını düşündük. Fakat çocuk ölmemişti. Çok şaşırdık. Biraz da ürperdik. Biz ürperince bu da uyandı. *Ohşşş soğuk geldi lan* dedi. Yanımdaki sıkı dostum şaşırdı. Sesin düzelmiş oğlum dedi. Acaba önceden sesi nasıldı? Titremesi soğuktan mıydı? Hem titreyip hem nasıl elleri terli olabilirdi? Bunları düşünerek, otobüse bindim. Evden nasıl çıktım hatırlamıyorum. *Gibagibigagibagabiga* diye bağıran bir adam gördüm. Nereye abi dedi. Eve götür beni dedim. Götür beni evime dedim. Ağlayarak araca bindim. Sağolsun evime bıraktı. Nereden biliyorsun ulan sen benim evimi diye adamı bir temiz dövdüm orada. Sonra girdim eve. Kahve yaptım içiyorum işte.

İyi günler.

Rabbime sordum, "Omur boyu yalniz kalacaksin!" dedi




Ahhhhhhhhh, ahhhhhhhhhh!


Kaynak: http://www.shof.msrcsites.co.uk/you.html

Rabbime sordum, "Alem mi var?" dedi


Cuma gecesi muhabbetin dibine vuracagiz dedirten olusum.

İkide Devre Dörtte Biter

Selam! Hayırlı günler/akşamlar. Baktım bir uyarıyla herkes aktif olmuş. Duygulandırdınız beni. Sınavlad da başlamış.* Ona rağmen yazı yazdınız. Beni mutlu ettiniz. Aferin lan size! Demek ki isteyince oluyormuş değil mi? İsteyince oluyormuş!

Yarın lanet bir sınavım var. Üçüncü kez alıyorum. Ya kaçıncı kez alacaktım! Seneye kısmetse bitireceğiz. Haydi bakalım görüşürüz...

*: Editlersen öldürürüm lan seni!

Rabbime sordum, "Newcastle'a komur goturme" dedi

Sasirdim. Madem Ingiliz atasozuyle yanitlayacakti beni, o zaman ben niye kendisine "God" demedim? Sorarim size. Bu son gunlerde internet cok kesiliyor ya. Altyapi'dan sorumlu arkadasin kulagini epey cinlatmisimdir herhalde. O yuzden biraz sinirliyim. Sinavlad da basladi. Adet sancisi icin Flurbiprufen 2x1 yazdim ve bu havalarda gote gelmemesi icin kalin giyinmesini tavsiye ettim. Daha onceki kafeyi onlar odediginden bu sefer hesabin 100 realini ben verdim verirken de "lan, bu paraya ne gezerdim ha!" diye ic gecirdim. Urspucocuklugunda son nokta. "Tuvalet takip sistemi"


Efendim bir de size siddetle bir blog onermek isterim. Cok seviyorum ben orayi okumayi. Biyolokum!

Out Of Topic

Öncelikle kendimi tanıtmak isterdim ama gerek olmadığını düşünüyorum. Bu ilk yazım olduğu için böyle bir girişin daha münasip olduğuna karar verdim. Dediğim gibi ilk yazım bu, daha önceki yazılara yaptığım katkılar görmezlikten gelinemez tabiki de . Gerek konu içindeki küçük rollerim, gerekse yazının tüm konusunun şahsiyetim veya yaptıklarımın olması beni mutlu etmiştir.
Belirtmek isterim ki bu cümleler zorunluluktan doğan bir şey değil içten gelen derin bir hissiyatla yazıya aktarılmaya çalışan düşüncelerdir.
Yazımın konusuna gelirsek belirli bir konumuzun olmadığının hemen farkına varırız. Daha önce iki kez ve şimdiyle beraber üçüncü kez söylemek gerekirse ilk yazımdır bu ve bu yüzden genel bir konuşma, bir hitabet, bir sesleniştir bu yazdıklarım. Bende buradayım lan! deyişimdir. İçimde giderek artan yazma tutkumun burada dinginleşecegini belirtmek isteyişimdir. Ben kelimeler deryasında kürek çekmeye çalışan bir kayıkçıyımdır bir nevi. Bu yolculukta karşılaştığım diğer tüm kişilerin de eleştirisine, yorumuna açığımdır.

ps : Bu yazının tam olarak beni yansıttığını düşünürseniz yanılırsınız. Aman diyeyim!

işte o karikatür

- ya rab belayı aşk ile kıl aşina beni bir dem belayı aşktan etme cüda beni...
- zikir zikir zikir...


ps: bu arada sneyl'den de özür diliyoruz...
ps2: böylece bu ayki entry şeyimi de atlatmış oldum.
ps3: saka.canan@gmail.com olacak aslında o. skandalf!

Mortal

O değil de, bugün bir mutluyum ben. O değil de, o değil de diyerek yazıya mı başlar bir insan! Şimdi şunu söyleyeyim. Mortal başlığı tamamen öylesine yazılmıştır. Aslında saçmalayarak bu kelimeye çağrıştım. Nasıl çağrıştığımı söylemem. Gülersiniz sonra.

Blogdaki yazar sayısı 4 oldu. Bakıyorum, kimseden ses çıkmıyor. Napıyorsunuz ulan siz!? Hadi beni sayma. 3! Kaç olacağıdı ya!? Başka da yazar gelmez bundan sonra. Onu da diyeyim.

Duyduğuma göre haftaya rakı-balık ikilemesi yapılacakmış. İyi Türkçe bilen biri, böyle bir ikileme olur mu onu bir anlatsın bana. Püfür püfür ne güzel bir örnek mesela bu konuya. Neyse. Bugün kar yağmış Ankara'nın belirli bölgelerine. Gençler! Bakıyorum da buraya yağmamış. Kendinize gelin!

Vizeler başlıyor. Bu sefer daha bir derli toplu gözüküyor ilk vizeler. Bu hafta kaç vizem var? 3! Bir de 23'ünde var. Sonra bitti şimdilik.

Alacaklım var bir tane. Arayıp rahatsız ediyor, tehdit ediyor beni. İsim vermek gibi olmasın da, Şeyda diye biri. Kumarda borçlandım kendisine. Slot machine çevirdik, yendi beni. Hileli olüm o! Neyse işte, vizelerim bitsin de ödeyeceğim borcumu. Borcum borç lan! Vallahi bak! Gerekirse bir daha oynarım. Pişman değilim.

Bir de Crazy On You çalması çok zevkli.

Güzelmiş

Hoşuma gitti. Gerekirse sözlüğe de yazarım.

Shuffle Falı

Bunu DT'den gördüm.

1. Put your iPod, mp3, or media player on "shuffle"
2. For each question, press the next button to get your answer
3. You must write down the name of the song, no matter how silly it sounds!

P.S.: No cheating.

sneyl / nbh_

- How would you describe yourself?
Bad Company - Feel Like Makin' Love / Inner Circle - Sweat

- What do you like in a guy/girl?
Jesus & Mary Chain - For Gone And Out / Sentenced - Dance Of The Graves

- How do you feel today?
Arch Enemy - Fields Of Desolation / Arch Enemy - Tear Down The Walls

- What is your life’s purpose?
Roxette - Listen To Your Heart / Theatre Of Tragedy - Monotone

- What is your motto?
Theme - Back To The Future / The Beatles - Girl

- What do your friends think of you?
Amorphis - The Lost Name Of God / Anathema - Flying

- What do you think of your parents?
The Divine Comedy - National Express / Muse - Hysteria

- What do you think about very often?
Kylie Minogue - Spinning Around / Nazareth - Bad Bad Boy

- What do you think of your best friend?
Donovan - Sunshine Superman / Lush - Single Girl

- What do you think of the person you like?
The Fray - How To Save A Life / Arch Enemy - Bury Me An Angel

- What is your life story?
Queen - We Will Rock You / Theatre Of Tragedy - Hollow-Hearted, Heart-Departed

- What do you want to be when you grow up?
Bert Jansch - In The Bleak Midwinter / Jewel - Standing Still

- What do you think of when you see the person you like?
Agathodaimon - Paradise Beyond / The Sunshine Band - That's The Way I Like It

- What will you dance to at your wedding?
Matt Nathanson - Then I'll Be Smiling / Orphaned Land - The Star Still Rages Inside

- What will they play at your funeral?
Supergrass - Grace / Led Zeppelin - Heartbreaker

- What is your hobby/interest?
Muse - Muscle Museum / In Flames - The New World

- What is your biggest fear?
Glen Hansard - Fallen From The Sky / Red Hot Chili Peppers - Californication

- What is your biggest secret?
Third World - Dancing On The Floor / Eluveitie - The Endless Knot

- What do you think of your friends?
Eternal Tears Of Sorrow - Black Tears / Metallica - Bad Seed

- What will you post this as?
Rotting Christ - The Fifth Illusion / Dark Tranquillity - Punish My Heaven

Özlenenler

"Yazıda anlatılmak istenenler, başlıkta özetlenmiştir." demiş yazar. Hadi oradan! Hangi yazar demiş derler adama! Onu öyle demezler, peynir ekmek yemezler diyerek, verilen uzun aranın ardından dönüşümü yapıyorum. Fırfır! *dönme efekti* Sen git o kadar ara ver, ondan sonra böyle pis espriler yap. Peki. Ayol! *dönme efekti* Neyse özümüze dönelim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, özlediğim çeşitli şeyleri yazacağım. Özlemişim, kelimesi kalıplaştırılacak ve bu kalıbın dışına çıkılmayacak. Kâh özleyip de tekrar yaptığım şey anlamına gelecek, kâh özleyip de henüz tekrar yapamadığım şey anlamına gelecek. Valla bravo bu kalıba. Haydi madem başlayalım.

  1. Yazı yazmayı özlemişim. Uzun zaman oldu.
  2. Extravaganzza'yı özlemişim. Bugün gelen bir mail ile bana kendisini hatırlattı. İzmir'de ne yerdim, dedim kendi kendime. Sonra bir baktım, adamların doğru düzgün şubesi kalmamış Ankara'da. Çok canım çekiyor, çok! Çok canım yanıyor, çok! Hæß...
  3. Melnitsa'yı özlemişim. Bugün dinledim. Ferahladım. Huzur doldum. Ne güzel çalıyorsunuz siz öyle!
  4. Mücadele etmeyi özlemişim. Zor olacağını bile bile bulaştım bakalım. Olursa ne güzel olur.
  5. Half Life'daki kafaya sıçrayan küçük, çirkin, ürkütücü, lanet, pis, iğrenç sesli... yaratıkları özlemişim. Half Life 2'de de varmış onlar. Kötü oldu biraz. Artık gece ışıkları kapatıp hepsini öldürebileceğim. Radyasyon var gerçi sularda.
  6. Vampire The Masquerade oynamayı özlemişim. Tekrar oynasam. Tekrar eğlenceli vakit geçirsem. Hayat bayram olsa.
  7. Meksika kahvesi içmeyi özlemişim. Son kez içtim bugün. Bitti çünkü. Almak gerek.
  8. Yeşil çay içmeyi özlemişim. Adeta bir bardakta 3 adet süzdüm kendilerini. Yemyeşil oldu. Ferah ferah.
  9. Son olarak, yazının başında belirttiğim kalıbın dışına çıkıyorum. Henüz özleyecek kadar tanımasam da, özlüyorum.
Ve, asıl özlediğimi bu yavşak yazıya yakışmayacağı için yazmıyorum.

Seviyorum sizi bir kere, başkalarını sevemem. Şaka lan şaka. Severim. Yeni okurlar olsun. Fena mı? Key sera sera, vadevır vıl bi vıl bi...