İçmek!

1- Eğer birisine içki ısmarlamak isterseniz Happy Hour(s)'a denk getirmeye çalışın. Bu yüzden en iyisi El Paso'ya götürün.
2- "Fondip fondip!" demeden önce mutlaka kadeh kaldırın.
3- İlk yudumunuzda kadeh kaldırın. Daha sonra kadehinizi masaya vurun.
4- Her zaman en küçük olana bir konuşma yaptırın.
5- Garsonla göz teması kurun. Böylece aldığınız alkolün etkisiyle pek çaba sarfetmemiş olursunuz.
6- Eğer yeni bir içki istemiyorsanız garsonla göz teması kurmayın.
7- Garson demişken, Public garsonlarıyla muhattap bile olmayın.
8- Sarhoş olduğunuzu söylemeyin. Zaten anlaşılır.
9- Sevmediğiniz içkiyi shot yapmayın. Sonrası kötü olur. Aman!
10- Çok fazla içkiyi karıştırmayın.
11- Birisine ben kolay kolay sarhoş olmam demeyin.
12- Eğer bir kıza içki ısmarlamak isterseniz ve kız reddederse, bilin ki kız sizden hoşlanmamış. O yüzden çok zorlamayın.
13- Eğer bir kıza içki ısmarlamak isterseniz ve kız kabul ederse, bilin ki kız sizden hoşlanmayabilir. Hemen gaza gelmeyin.
14- Eğer bir kız size içki ısmarlamak istiyorsa, bilin ki kız sizden hoşlanıyordur.
15- Evinizde her zaman tirbuşon bulundurun.
16- Eğer tirbuşonunuz yoksa, mantarı kalem ile şişenin içine doğru itin.
17- Tuvalette tanımadığınız biriyle konuşmayın. Ya da konuşun ne bileyim ben. Sanki ben çok mu biliyorum? Şşş sakin. Hadi devam...
18- 6. biranızdan sonra aynada kendinize bakmayın. Emin olun güveniniz sarsılır.
19- Eğer kız iseniz shot yaptıktan sonra "woo-hoo" demeyin. İtiraz ederseniz, How I Met Your Mother 4x08 izleyin.
20- Tekila shot pahalı diye içmemezlik etmeyin. Bira aralarında kullanın. Size para soran oldu mu?
21- Bedava içkinin tadını başka bir içki veremez.
22- Eğer çok paranız yoksa ve dışarı çıkacaksanız, mekana gitmeden önce mutlaka evde bir iki tane bira için. Bu sizi rahat ettirir.
23- Yeni bir içkiyi denemekten korkmayın. (Kavun şarabı lan!)
24- Sürekli gittiğiniz bir mekan kesinlikle olsun. Tanıdık garsonlar her zaman iyidir.
25- Barda oturan ya da sahneye yakın yerde oturan kızların %50'si güzeldir. Erkekleri bilemem kusura bakmayın.
26- Eğer biranızı masaya dökerseniz peçeteyle temizleyin. Eğer bardağınızı kırarsanız bırakın garson temizlesin.
27- Adisyon kabarmışsa fıstık ikramı gelir, bekleyin.
28- Fıstık ikram edilmezse, isteyin. Gerekirse parası neyse ödeyin, alın. En kötü Nefes'e gidip beleş mısır yiyin.
29- Mısırları ve fıstıkları karın doyurmak için yemeyin.
30- Meksika birası alnınızın yanındaki damarları harekete geçirir. Korkmayın. Tuz o tuz. (Ç.)
31- Yalnız içmek de güzeldir. Denemediyseniz deneyin.
32- Kafanız iyi olmaya başladıysa, yeni tanıştığınız bir kızın ismini unutabilirsiniz. Yatakta belli etmemeye çalışsanız da sonradan bir şekilde hatırlarsınız. Kısmet. (D.)
33- Alkol aldığınız zaman depresif olabilirsiniz. Bu sizin kişiliğinize bağlı. Ama eğlenmeye çalışın.
34- Pipetle içki içmeyin. Kızlar içebilir.
35- Birisiyle fondip için iddiaya girmeyin. Gerek yok.
36- Nefes'e yanınızda kız olmadan gitmeyin. Sonra dans etmesi itici olur.
37- İnsanlar alkol aldığında agresif olurlar. Sakin olmaya çalışın.
38- Eğer garson güzel bir kız ise, "bir tane daha?" diye sorduğunda sürekli evet demeyin.
39- Ama deniyor işte. O yüzden son iki maddeyi sallamayın.
40- Eğer hangi içki kimin diye kafalar karıştıysa, en çok içki olan kadeh sizindir.
41- Eğer bir yere davetliyseniz ve içki getirmişseniz, mutlaka ondan için. Boşuna mı aldık lan!?
42- Bira sizi yumuşatır. Şarap sizi sersemletir. Vodka sizi duygusallaştırır. Tekila sizi agresifleştirir. Hepsini karıştırmayın! (keh keh)
43- Eğer dışardaysanız ve sarhoşsanız, devam devam. İyidir.
44- Kaldığınız otelde bedava içki varsa, ilk gün abartmayın. Yavaş yavaş açılırsınız.
45- Elinizde üçten fazla içki taşımayın. Çünkü her zaman üçtür.
46- Eğer birisini unutmak istiyorsanız vodka için.
47- Yeter bu kadar. Belki daha sonra devam ederiz.
48- Bye!



Vincent

Kavun şarabı ne şahane bir şeymiş! Eyvah eyvah! İç iç, iç iç, bitmesin ama. Hep iç... Finallere iki gün ara verdim. Ben verdim. Bıraktım iki dersi. O yüzden gitmeyeceğim iki gün. Şaka lan şaka! Sınav yok iki gün. Bu şansı kullanarak bu gece biraz alkol alayım dedim. Gerçi kafayı bulmak için değil. Değişik tatlar deniyorum. Bir de karamelli kahve likörü var ki! Aman aman diyim ben size. Karıştırıyorum gerçi ama olsun. Olur o kadar! O kadar olur! Olur kadar o! Kadar olur o! Kadar o olur! O olur kadar!

Ekonomi sınavı ne olacak merak ediyorum. Okulun uzama ihtimalini yavaş yavaş göz önünde bulundursam iyi olur. Elimden gelen her şeyi yaptığımı sanmıyorum. Üzülüyorum gerçi ama ne fayda. Gerçi notlar açıklanacak, kaldığım ders olmayacak, sonra sevineceğim falan. Gereksiz stres olmanın alemi ne o zaman?

Geçenlerde Beliz bir soru sordu. Son zamanlarda ne yaptın diye. Ne yapayım dedim, kayda değer bir şey yok. Tek bir şey vardı. O da saçımı boyamam. Kırmızı yaptım, geçti. O kadar yani. Çok deli aktı boyası da. Korktum lan! Başım kanıyor sandım. Her neyse, demek istediğim gerçekten son zamanlarda bir şey yapmadım. Mal mal ders çalışmaya uğraştım. O da olmadı pek. Yani içimi rahat ettirmeye baktım bir nebze.

Bir karar aldım. Her hafta sonu dışarı çıkacağım. Nefes'e falan giderim. Bu cumartesi ile başlıyorum. Gelin siz de. Bundan sonra böyle. Bilemedin iki haftada bir.

Bir de Guitar Hero'ya sardık iyicene. Tekrar gaza geldik. 2 haftadır deli gibi oynuyoruz. Through The Fire And Flames çalması çok zevkli. Level atladık her birimiz.

Son olarak; birine güveniyorsam, ona inanacağım anlamına gelmez. Ona göre!

Onsoz


Evet iste bu da Galaksi Rehberi'nin onsozudur.*
Sag ustteki tarihe dikkatinizi cekerim. 8 ay sonrasi. Zaman karmasik bir kavram.




*: Azicik editledim lan. Olur o kadar.

Hadi Yine İyiyim Ya!


- Bilgisayı ne lan?
- Heyecandan ne dediğimi mi biliyorum ben?

Finaller

Olum duzenli hayata gel lan! Gene saat 8, gene ayaktayim. Tabii dun 22.40'ta yatmis olmamin da etkisi olabilir bunda. Birazdan gunluk chipleri almaya giderim. Sonra dusa. Oradan sok'a kahvaltilik almaya da gittim mi tamamdir.

O degil de, dusunsene, sabah 8 de kalkiyorum. Dus aliyorum, kahvalti ediyorum, 10 gibi calismaya basliyorum. 23 bilemedin en gec 24'e kadar calisiyorum. 8'de kalkiyorum, dus aliyorum kahvalti ediyorum, sinava geliyorum. Hey yavrum hey. Skorlar skoru alirim sinavlardan. Hayir zaten digerlerinden korkmuyorum da, "Hydrometallurgy" diye lanet bir ders aliyoruz. Hocasindan midir, suyundan midir bilinmez, rezalet! Iki vizemin toplami 51 mesela benim. 25% ini al. 12,75 eder. 50 den 12,75 i cikart. 37,25. Onu da ikiyle carp. Etti mi sana 75. E ben nasil alayim 75. 51/200 alan adam 75/100 u nasil alsin. Iste o yuzden ona biraz hunharca calismam lazim. Ne zamanmis o dur bakayim. Hah baktim son finalmis lan o. Vay assolistler son cikar hesabi yapmislar. Iyi, iyi. Aradaki haftasonunu ona ayirdim mi tamamdir. Biraz da "general geology" endiselendirmiyor degil beni ama onu hallederim gibime geliyor. Ayni sistemi uygularsam ilk iki sinavla o da olacak.

Bugun Canan Saka insaninin dogumgunu. Buradan bir kutlayalim da, gun icinde nasil kutlariz o belli olmaz. Plan, program da yapamadim ki. It gibi uyuyor afecersiniz. Saat 20 de yatiyorum demeler. 04.00 da wall post yazmalar. Ne bileyim anlamiyorum ki ne yapmaya calisiyor. Adam gibi de oturmadi. Ise gidicem dedi, 3 saat sonra geldi ne oldu geldin mi diyorum. Yok gitmedim diyor. Tirnak isareti koymaya da usendim simdi konusmayi aktarirken de o kadar kusur kadi kizinda da olur. Neyse tam bu arada geldi. Ne demisler, iti an comagi hazirla. Ne istiyorsun lan sen hediye? Agzini yuzunu kiricam senin. Optum, bye!

Tane Boyut Dagilimi

Islak elek analizi sonuclarimizi degerlendirme firsati bulabildim. Malzemenin %80'inden fazlasi zaten -38 mikron. Bu durumda testlere baslamak icin ogutme yapmamiza gerek kalmayacak. Sevinir gibi oldum. Tabii danismanimizla da konusmaliyiz bunu. O ne derse artik. Lakin iyi bir cozme islemi sart. Malzeme yapismis ve topaklanmis. Artik ezer miyiz, sonikle mi cozeriz, manyetikle mi karistiririz onu bilemiyorum.

Hydrosizer'a isimiz dusmese bari d80 belirleme icin.

Yolda Icim Gecmis

Aykut'lardan ciktiktan sonra, buz gibi bir havada dolmus duraklarina dogru yurumeye basladim. Yol uzerinden gazetemi aldim dolmusta okurum diye. Dolmusa vardigimda zaten 3 kisinin hali hazirda dolmusta oldugunu gormek beni biraz sasirtti. Ne isleri oldugunu dusunmeden edemedim. Kapiyla acisal olarak direkt temasa girmeyecegim bir koltuk secerek, ona kuruldum. Dolmus hareket etmeden on sayfayi bitirmistim. Eklere gecmeye karar verdim. Ilk eki okurken uyuyakalmisim. Gozlerimi actigimda Sihhiye Koprusu'ndeydim. Saate baktim. Nasil yani dedim? 2 saatte ancak Sihhiye'ye mi gelebildik? Hem de ters yonden. Uyandigimi goren sofor, bos dolmusta sesini yankilatmak istermiscesine bagirarak, "Ooo, gunaydin hocam!" dedi. Gunaydin dedim. Suratindaki pis siritisa maruz kalmamak icin goz temasi kurmamaya dikkat ediyordum. "Otur, otur." dedi. "Donucez nasilsa okula birazdan." Adamin bu rahatligina ben de guldum. "Uyuyakalmisim." dedim. "Cok oldu mu?" Rahat etmemi saglamak istercesine basiyla hayir isareti yapti. Oturdum tekrar koltuga. Actim gazetemi, okumaya devam ettim.

Ogrendim ki, "magister" diye bir kelime var.

Yazan: Kantinden aldigi karisik tostlari mideye indirmis bulunan denemecan.

"Karisik tostlar?!" dediginizi duyar gibi oluyorum. auahauahahau

Kalktim ben. Cikiyorum simdi.

Bu seneye de, her seneki gibi, garip bir gazla basladim sanirim. Erken yatmalar, duzenli hayat zirvalari...

Kalktim simdi tam 7'de. Benim icin neredeyse yatma saati bu saat 2008 ortalamama gore.

Cikiyorum Nob'lardan. Okula gidecegim. Kahvalti edecegim. Belki biraz film-dizi falan izler sonra da jeoloji calisirim. Belli olmaz o. Buradan Canan Saka'ya seslenmek istiyorum. Ben seni arayacagim dedigimde gun belirtmedim ki. Ona gore konus. Hadi hoscakalin, okula varinca bildiririm yine.