Asker Sneyl

Herkese merhaba. Merhaba bloggerlar. Merhaba blogcular. Merhaba ey dostlar. Uzun zaman sonra sizlere yazıyor olmanın verdiği haklı gururu ve sevinci taşımakta olduğumu belirtmek isterim. Yazamadığım için de hakikaten üzülüyordum aslında. Ciddiyim. Neyse işte, askere gidiyorum bilindiği üzere. Bilmeyenler de öğrenmiş oldular böylece. Bu yüzden gitmeden bir şeyler yazmak istedim. Nereye gideceğim ise sizi zerre kadar ilgilendirmez tamam mı? Şşş şaka şaka. İstanbul'a gidiyorum. 12 Aralık günü saat 3 gibi teslim olacağım. Ya kaç gibi teslim olacaktım ki zaten? Benimki de laf.. 12.12.2010 >> 1+2=3, 1+2=3, 2+0+1+0=3 ya kaç olacak lan?!!? Sinirlendirmeyin beni..

Şu anda sizlere bir internet cafeden sesleniyorum. Hem çarşı izinleri için de pratik olmuş oluyor. Ne işin var internet cafede derseniz de, şöyle bir cevap vermek isterim. Bugün ADSL aboneliğini iptal ettirdim. Eve döndüğümde kapanmış. Bu kadar mı hızlı kapatlır diye üzüldüm aslında. Kapatmıyorlar da ha! Neden iptal ettirmek istiyorsunuz? Askere gideceğim. Hmm o zaman 18 Mayıs'ta tekrar bekleriz sizi hihihihih.. Hæææææ.. Tövbe estağfurullah ya! Hah! Ne diyorduk? Internet Cafe... Bırakın en son ne zaman geldiğimi, ne zaman girdiğimi bile hatırlamıyorum internet cafeye. Ha diyecek olursanız girip de napıyosun sanki gerizekalı! Şöyle bir cevap vermek isterim ben de. Çıktı almak için falan lan.. :(

Gelelim bloga yazmadığım süre zarfında neler yaptığıma.. Aslına bakarsanız bu sizi hiç ilgilendirmez ama ben yine de neler yaptığımı ufak bir hikayeyle anlatmak isterim..Bir gün, bir köpekbalığını bir akvaryuma koyuyorlar. Yanına da küçük bir balık. Köpekbalığı deliler gibi aç. kikikikikik

Uzunca bir süre Samsun'daydım. Zaten yer yer dile getirdim yorum yazabildiğim kadar bloga. Onun dışında da pek bir şey yapmadım aslında. Aslında demişken.. Samsun hakkında güzel şeylerden bahsedecektim blogda ama olmadı. Kısmet olmadı. Güzel şeyler vardı kafamda ama işler yolunda gitmedi. Saptı. Olsun. Öyle de güzel oldu. Aslında arada bir dış engel kalmıyor ama köpekbalığının içinde hâlâ bir engel var. Tekrar kaybeden olmaktan korktuğu için bir adım bile atamıyor. Böyle yani...

Uzun yazmak isterdim ama Yeni Gazi Net Cafe de bir yere kadar beyler. Bir de fırsat buldukça mail atmaya, mesaj atmaya, buraya yazı yazmaya çalışacağım. Mail atma düşüncesi daha baskın ama. Eğer siz de sneyl'in askerlik hikayelerini dinlemek için yanıp tutuşuyorsanız yapmanız gereken tek şey, mailinizi bana bildirmek. Askerlik anısı falan anlatmicam ya korkmayın. İşte şurdayım, şunu yapıyorum, şöyle böyle tarzı ufak ufak mailler çarşılara çıkabildiğimde. Dur bakalım zaten daha. Belki de atmam.

Son olarak... Gideceğim yer öğrendiğim kadarıyla hakikaten temiz ve güzel. En büyük korkum duşlardaydı ancak kabinler varmış ve iki günde bir duş alma şansı varmış. Yemekler güzelmiş. Yani güzele benziyor. Gitmeden bilemeyiz tabii. Bir de muhabere eri olduğum için acemilikten sonra telefon telsiz takılma ihtimalim var. Çeşitli yerlere numaralar bırakılır zaten =)

Yazmak istediğim ama şu anda aklıma gelmeyen çok şey var eminim ama şimdilik bu kadar. Yani askerlik öncesi bu kadar. Mayıs'ta görüşmek üzere...

sneyl

4 yorum:

  1. bi blogtan iki kişiyi askere almıyolarmış aynı anda die duydum ben. boşu boşuna gitme. ya da bi an önce git bi önce gel tamam mı şapşal sey seni. ihihihi

    YanıtlaSil
  2. Bu blogdan iki kisiyi aramayi unuttum lan dun gece. Buna yorum yazilir daha sakin.

    YanıtlaSil
  3. Gule gule lan amcoolu! Ozlicez seni. Neyse, yap da ciksin aradan madem. Tamam, git yap ya! Git yap! Bu sarkiyi armagan ediyorum sana.

    YanıtlaSil
  4. Asker Sneyl ve Yazar sneyl'den sonra son satırdaki italik nickle dayamışın dramı.vallahi düğümlendi bi şeyler! hadi lan hadi,hayırlı teskereler.

    YanıtlaSil