dün alt devremi aradım

ama 250 kişiden bulman çok zor dedi göt onbaşının teki. kes lan dedim ve gazinoyu bağlattım. bağır lan sineyıl diye dedim telefonu açan göte. hâlâ bana diyo taburunu bilirsen daha rahat ulaşırsın. ulan dedim rütbeni bil göt lalesi, jandarma çavuşla nası konuşuyosun sen. meğersem konuştuğum korgeneralmiş. işte 3 gün oda hapsi + ağırlaştırılmamış müşerref cezası aldım.


hücreden not: bu yazıda noktalama işaretlerine önem vermedim. zira noktalama işareti olarak ''A.Q'' söz öbeğini kullanıyorum 4 aydır.

hücreden not#2: bu manyağın taburunu bilen yazsın.

Geldim Ben Lan Bebeler

Hee sanki bilmiyodunuz siz de. Gene de haber vermeyi gerek gordum. Planlariniz icin bana ulasin asduhasduhasd.

Cok Afedersiniz De Amina Koydun Emir

40 saat rotar yaparak yeni bir rekora imza attigini dusunuyorum. 40 saat lan! 2 gun kaybedicem bu serefsizler yuzunden.

10.12


''o parkın içinden geçiyosun, gitgide küçülerek.
önce omuzlarından başlıyorsun yok olmaya
sonra ayakların götürüyor seni sonsuz ayrılığa''


uyduruyo olabilir miyim??
çünkü giderken arkandan bakmadım.
gittin mi onu bile bilmiyorum.
şaka şaka
bugün gidip baktım ayrıldığımız yerde değilsin.
sen gitmedin ki aslında.
içimi sökmek istedin ya hani beni bağıraa bağıraa ağlatmak istedin.
sinsice olmasın gidişin dedim ya
benim canım nerde??
naptın lan ona bok herif..!!!
o beni çok severdi, hiç kıyamazdı.
kalbim acıyo derdim
yerim kalbini derdi...
hava mı soğuk??
yüreğin neden soğuk?
geri dön lan bana..!!!

biri sana gel deyince neden hemen gidiyosun aşkım ?
salak mısın sen?
aklın yok mu senin..???
gidiyosun ama beni unuttun..!!!!

''mutluluk oyun sandığın bir yalandı aslında
kime güvenirsen o bir kez daha vurur seni sırtından
yokluğuna alışılması gereken birşeymiş gbi bakarsam
ya çok gözyaşı dökmem gerekir ardından
ya da sessizce gemileri izlemem
koca İstanbulda...........'''

(ekteki temsili resim değil biliyosun sevgilim :))

Gate 57 Ellerinizden Oper

Lan yukum olmasin diye bir sirt cantasi bir de bilgisayar aldim yanima. Kabine alirim Istanbul'da 1 saat valiz beklemem dedim. Daha once 3 kiloya kadar tolare ettigini bildigim Emirates, 900 gram icin guzelim sirt cantami checked-in baggage diye aldi. Yaziklar olsun. Bekleyecegim zamana aciyorum. Madem boyle olacakti buyuk valizimi alirdim. Fuck! Simdilik bu kadar. Ha kalkisa iki saat kirkbes dakika kaldi. Onu yazmasak ayip olurdu.

sineğğğillll

ohaaa sneyll.!!!!
kadim dostum yanıma geliyo. deli şey, tabikide 24 ocakta birlikteyiz...
çünkü biliyosun ki hiç bir doğumgünümüzü ayrı geçirmedik 7 yıllık ahbaplığımızda..
İstanbul'a çıktığına o kadar sevindim ki. Yani birbirini haftada 3 kez görmeye alışmış insanlar olarak zaten fazlasıyla ayrı kalmıştık caniğkom :) :* (böle miydi öpüjük smile)

bu arada benm gbi cahilin önüne excel tablosu koyarsanız bende onun amuğa koyarım. Beceremediğim gibi bide iyice bozdum kaç gündür yaşıyorum öğrenemedm. Ama takvimden sayıp bende yazıcam. Holley..!!!

Shht baksanıza... bide ben terkedildim lan :S



edit: 8038 lan yaptım... yapıcammmm..!!!

Uzun Suredir Hayattayiz

Benim 8472 gun olmus mesela.

Asker Sneyl

Herkese merhaba. Merhaba bloggerlar. Merhaba blogcular. Merhaba ey dostlar. Uzun zaman sonra sizlere yazıyor olmanın verdiği haklı gururu ve sevinci taşımakta olduğumu belirtmek isterim. Yazamadığım için de hakikaten üzülüyordum aslında. Ciddiyim. Neyse işte, askere gidiyorum bilindiği üzere. Bilmeyenler de öğrenmiş oldular böylece. Bu yüzden gitmeden bir şeyler yazmak istedim. Nereye gideceğim ise sizi zerre kadar ilgilendirmez tamam mı? Şşş şaka şaka. İstanbul'a gidiyorum. 12 Aralık günü saat 3 gibi teslim olacağım. Ya kaç gibi teslim olacaktım ki zaten? Benimki de laf.. 12.12.2010 >> 1+2=3, 1+2=3, 2+0+1+0=3 ya kaç olacak lan?!!? Sinirlendirmeyin beni..

Şu anda sizlere bir internet cafeden sesleniyorum. Hem çarşı izinleri için de pratik olmuş oluyor. Ne işin var internet cafede derseniz de, şöyle bir cevap vermek isterim. Bugün ADSL aboneliğini iptal ettirdim. Eve döndüğümde kapanmış. Bu kadar mı hızlı kapatlır diye üzüldüm aslında. Kapatmıyorlar da ha! Neden iptal ettirmek istiyorsunuz? Askere gideceğim. Hmm o zaman 18 Mayıs'ta tekrar bekleriz sizi hihihihih.. Hæææææ.. Tövbe estağfurullah ya! Hah! Ne diyorduk? Internet Cafe... Bırakın en son ne zaman geldiğimi, ne zaman girdiğimi bile hatırlamıyorum internet cafeye. Ha diyecek olursanız girip de napıyosun sanki gerizekalı! Şöyle bir cevap vermek isterim ben de. Çıktı almak için falan lan.. :(

Gelelim bloga yazmadığım süre zarfında neler yaptığıma.. Aslına bakarsanız bu sizi hiç ilgilendirmez ama ben yine de neler yaptığımı ufak bir hikayeyle anlatmak isterim..Bir gün, bir köpekbalığını bir akvaryuma koyuyorlar. Yanına da küçük bir balık. Köpekbalığı deliler gibi aç. kikikikikik

Uzunca bir süre Samsun'daydım. Zaten yer yer dile getirdim yorum yazabildiğim kadar bloga. Onun dışında da pek bir şey yapmadım aslında. Aslında demişken.. Samsun hakkında güzel şeylerden bahsedecektim blogda ama olmadı. Kısmet olmadı. Güzel şeyler vardı kafamda ama işler yolunda gitmedi. Saptı. Olsun. Öyle de güzel oldu. Aslında arada bir dış engel kalmıyor ama köpekbalığının içinde hâlâ bir engel var. Tekrar kaybeden olmaktan korktuğu için bir adım bile atamıyor. Böyle yani...

Uzun yazmak isterdim ama Yeni Gazi Net Cafe de bir yere kadar beyler. Bir de fırsat buldukça mail atmaya, mesaj atmaya, buraya yazı yazmaya çalışacağım. Mail atma düşüncesi daha baskın ama. Eğer siz de sneyl'in askerlik hikayelerini dinlemek için yanıp tutuşuyorsanız yapmanız gereken tek şey, mailinizi bana bildirmek. Askerlik anısı falan anlatmicam ya korkmayın. İşte şurdayım, şunu yapıyorum, şöyle böyle tarzı ufak ufak mailler çarşılara çıkabildiğimde. Dur bakalım zaten daha. Belki de atmam.

Son olarak... Gideceğim yer öğrendiğim kadarıyla hakikaten temiz ve güzel. En büyük korkum duşlardaydı ancak kabinler varmış ve iki günde bir duş alma şansı varmış. Yemekler güzelmiş. Yani güzele benziyor. Gitmeden bilemeyiz tabii. Bir de muhabere eri olduğum için acemilikten sonra telefon telsiz takılma ihtimalim var. Çeşitli yerlere numaralar bırakılır zaten =)

Yazmak istediğim ama şu anda aklıma gelmeyen çok şey var eminim ama şimdilik bu kadar. Yani askerlik öncesi bu kadar. Mayıs'ta görüşmek üzere...

sneyl

"Canim Benim Ya!" ile Sondan Bir Onceki Icisimiz

Bugun TSI 11am sularinda evimin salonunda baslayacaktir. Herkes davetli tabii de herhangi birinizin geleceginden supheliyim. Neyse, bunu niye yaziyorum, aksam aranizdan en az iki kisiyi arayacagim icin kafam guzelken, simdiden duruma hakim olmanizi istedim. "Kim lan o iki kisi diye?" dusunuyorsaniz, o zaman siz degilsinizdir. Cunku arayacaklarim kendilerinin aranacagini bilirler. He mi la?

Sondan bir onceki oluyor, cunku yarin da "O zaman madem bir sonuncuyu yapak." diye bir aktivite ayarladik. Ondan sonra da iste ben gelicem falan fistik.

nbh_ amcoolumdan alinan son bilgilere bakarsak, onda biraz kapasite dususu soz konusuymus. Halledilemeyecek bir problem degil bence. Gelince bir caresi dusunulur. Verdict ne guzel kelime lan iugasdiausgd bir anda onu yazmak istedim.

Hobaaa Jennifer'in su an ofis icinde bagirarak yaptigi duyuru ile bugun afternoon tea olmayacagi haberini aldim. Dedikodu yapamicaz lan. Halbuki su gecen hafta ne bicim de bilimsel gelismeler olmustu. Ahh iste hep kaldi onlar. Kisfmet.

E yakinda gorusuruz madem.

Kimim ben?

Hirsli bir insanim. Cok hirsli. Insanlarin benim eksik yonlerimi bulmalarindan hic hoslanmam. O yuzden her seyle ilgilenirim, bilmeye, ogrenmeye calisirim her seyi. Eksik yanimi bulabilenlerden samimi olmadiklarimin yuzlerine tesekkur eder, arkalarindan simdiye dek farketmedikleri en az otuz kusurlu yanlarini, samimi oldugum, dost dedigim 3-5 kisiye sayarim. Birini dostum oldugu icin sertce elestirmekten, onunla dalga gecmekten cekinmem. Sadece onlara karsi acik sozluyumdur. Duygularimi belli etmem ama cok duygusalimdir. Ne yasiyorsam icimde yasar bitiririm. Basbasa oturdugum insandansa, oturdugumuz yerin etrafindakilerle ilgilenir, basbasa olmadigimiz zaman da onu ozlerim. Ozlerim ama seni ozledim diyemem. Kendimle dalga gecmeyi severim. Kibirli, kendini begenmisimdir. Kendimi begenmeyeyim de kimi begeneyim ahaha. Usengecimdir. Mutfaktan kalkip bir bardak su almaya usenirim. Sadece ismini bildigim ama dikkatimi ceken birinin hakkinda yuz saatlik arastirma yapmaya usenmem. Dun ne yedin deseniz cevap veremeyebilirim. Alti ay once parkta otururken bana havuc kizartmasi sevdiginizi soylediginizi hatirlarim. Beynim anilarla degil, dusuncelerle doludur. Dogaclama yapamam. Kirk kere dusunur bir kere konusurum. Konusacagim bir hususta bana sorulabilecek tum olasi sorularin cevaplarini prova ederim. Tek basima, biriyle tartisiyormuscasina iki saat boyunca konusabilirim. Soru geldigi zaman da tak diye cevap veririm. Bu soyledigim gibi hazir cevapligimdan degil planliligimdan kaynaklidir. Usengec oldugum icin isleri son dakikaya birakmak gibi bir huyum vardir. Aslinda usengeclikten ziyade isin nasil yapilacagina karar veremememe ve mukemmeliyetci olmama baglarim bu durumu. En iyisi olsun diye planlamaktan asil isi yapmaya firsat bulamam. En iyisini o kadar kisa zamanda yapamayacagimi anlayinca da bastan savma yapmaktan cekinmem bir isi. Nasil olacagini bilirim ama oyle yapmam. Asosyal gibi gorunmeme ragmen oyle degilimdir. Insanlara, konusacak kadar deger vermem gerekir sadece konusmaya baslamak icin. Degmedigini dusunursem birine soyleyecegim cumlelerin ya da anlasilmayacagini, nefesimi bosa tuketmektense susmayi yeglerim. Icimden konusurum. Ince dusunulmus esprilerden hoslanirim, ince dusunulmus espriler yaparim. Paranin gozumde degeri yoktur. En iyisi neyse alacagim seyin isterse en pahalisi olsun onu almaya calisirim. Almadan once de on gun boyunca en iyi secenegin o olup olmadigini arastiririm. Param yoksa sikayet etmem. Makarna yerim. Varsa da ya ben saklayayim ileride lazim olur demem, harcarim. Kendi dis gorunusume onem vermem. Hakkimda ya da degil soylenen her seyi kafaya takarim. Sevgilim olacaksa biri nasil dusundugu, nasil gorundugu, nelerden hoslandigi, nasil konustugu ve hatta garip olacak belki ama egitimi cok onemlidir. Burada alinan egitim seviyesinin yuksekliginden ziyade niteligini kastediyorum. Olgun insanlardan hoslanirim asudhaiushd yas olarak degil kafa yapisi olarak. Bu yapmam gereken bir aciklamaydi. Her neyse, iyi sevgili olurum lan ben.

Boyle bir yazi yazarim. Yayinlamaya utanirim ama yine de yayinlarim. Buyum ben.

Seviyorum sizi.

Lest We Forget





Unutulmaya Yuz Tutan Degerlerimiz

Bloga Erisim Problemi Hakkinda

sneyl.com u sneyl.blogspot.com a yonlendirdim. simdilik boyle idare edelim sonra bir hal caresine bakariz.
evet gencler once biraz isinalim, sonra da direkt world capitals yapariz. 10. level'a falan gelemiyosaniz arkadasligimizi gozden gecirmenin vakti gelmis.

Traveler IQ
The Traveler IQ challenge ranks geographic knowledge of cities such as: Guadalajara, Seattle or San Jose by comparing results against 6,325,556 other travelers. Brought to you by TravelPod, a member of the TripAdvisor Media Network

Yeni Facebook Profil Sayfalari

Hesabiniza giris yapip http://www.facebook.com/about/profile adresine gidin. Oradan beni de yeniye gecir diyebilirsiniz hosunuza giderse. Tum dunyadan once sneyl.com'da. Hodri meydan.

Genc Kadinlarimizin Internetle Imtihani (diyadinnet)

Ben kendimi bildim bileli bu site ruya tabirleri hizmeti veriyor. Yani yorum seklinde degil de daha cok sozluk gibi. Iste ruyamda sunu gordum neymis hemen acip bakayim gibi. Ya arkadas bir sakin olun lan. Charles Babbage lanet ediyo bilgisayar konseptini dusundugu gune sizin yuzunuzden. Nedir yani bu olay? Ben de yazayim bir sey ona da inanin. Referans ne? Ne baz alinmis. Bunlari az bir dusunun ya. Adami deli ediyosunuz. Hadi optum simdi cok yazmasin.


Samimi P.S. Lan baslik aslinda cok komik de altini dolduracak bir sey bulamadim o yuzden boyle biraz kisa kaldi yazi. Yoksa baslikta butun espri yazida bir olay yok.

Hayati Onem Tasiyan Asker Malzemeleri (Sneyl'e Adanmistir)

Boyundan askili cuzdan: Bu yoksa gitme zaten. Hem kendini yakarsin hem askerligini. Her askerin, kunyesiyle birlikte boynuna asmasi gereken yegane parca budur iste. Bunsuz askerlik yapanin askerligi sayilmaz. Icinde askerin not defteri, bir de sibel can fotografi olmasi gerekiyor.

Kucuk tuz posetleri: "Bu ne lan?" dedigini duyar gibiyim. Koskoca TSK'nin isi gucu yok da size tuz mu dagitacak lan kumanyanin yaninda? Iste daha onceden fast foodculardan stokladigin o ufak tuzlar uzun sureli intikallerde iyot ve elektrolit dengeni saglamaya yardimci olacak. Iyot'tan o kadar emin degilim. Sonucta adam ucuza gelsin diye iyotsuz tuz aliyodur. Ne sandim kocum? Bunu da baska kimse soylemez haa. Demedi deme. Ha yoksa da uzulme, nbh_ amcoolumun montunun cebinde kesin vardir. Ondan istersin.

Nasir yakisi, vatka, hijyenik ped ya da bulasik sungeri: "Bunlar ne ise yaricak lan?" diyorsun kendi kendine. Cahillik etme yegen. Bunlardan birini sec gotur. Opsiyonlu yani. Kapis? Bot var ya bot he onun iste topuk kismina modifikasyon yapacaksin ki ayaklar rahat etsin. Yapmazsan nasir yakisi ile nasirlari tedavi edersin. Ayagini vurursa sonra denemecan amcoolum dediydi dersin. Hijyenik ped'den o kadar emin degilim. Kogusta cesitli espriler donmesine neden olabilir. Olmaz degil. Insan bu.

Kulak tikaci: 50 kisi yattigin yerde benim desibelimde 5 kisinin kogusun akustik acidan stratejik noktalarina yerlestirildigini dusun. Kulak tikacin olmasa delirirsin. O acidan hayati bir malzeme. 

Bulasik eldiveni: Artik yemekhanelerde eldiven varmis diyorlar ama sen yine de al yanina 2 takim scotchbrite. Sonra bana cok dua edersin. Evet bunlar disindakiler ikinci derecede onemli oldugundan buraya yazma ihtiyaci gormuyorum. Bunlar ama cok onemli. Hele ki sibel can fotografini unutursan valla tezkereyi alamazsin.

- O simdi asker cani neler ister?
+ Neler?

Ruyamiz Hayroldu

Yazacak bir seyim yok. Dun ruya gordum. Ruyayi hatirlamiyorum ama ruya gordugumu hatirliyorum. Ruya gorurken oha lan ruya goruyorum diye sasirmistim cunku. Peki bunu hatirlamak aslinda ruyanin bir kismini hatirlamak degil mi? Evet oyle. Calisma ortaminizda karsi cinsten birinin bulunmasi sizi rahatsiz eder mi? Hayir. Iyi yapilmis bir tufekten mi yoksa peri masallarindan mi daha cok hoslanirsiniz? Teknik yanim buna tufek diyor ama tufek oldugu icin degil, dizayn sureci icin. Ali babasindan 30 yas kucuktur. Ali'nin babasi 42 yasinda olduguna gore, 3 yil sonra Ali kac yasinda olacaktir? 15. Aranizda helikopter kullanmayi bilen var mi? Hayir. Aranizda daha once askerlik yapmis olan var mi? Burada isteyen hata verebilir.

Sneyl amcoolum icin birkac hazirlik sorusu yazdim. Iyi calis lan bunlara. Hep cikacak buna benzer sorular. Hadi kolay gelsin.

Öğrenilmiş Çaresizlik

Bir gün, bir köpekbalığını bir akvaryuma koyuyorlar. Yanına da küçük bir balık. Köpekbalığı deliler gibi aç. Ama köpekbalığı ile küçük balık arasında köpekbalığının göremediği bir cam var. Köpekbalığı, küçük balığa ulaşmak için yaptığı her denemede kafasını cama vuruyor ve acı çekiyor. Uzun süren denemelerden sonra bakıyor ki her defasında başarısız oluyor, denemekten vazgeçiyor ve başarısızlığı kabulleniyor. Daha sonra, köpekbalığı ile küçük balığı akvaryuma koyanlar aradaki cam bölmeyi kaldırıyorlar. Ancak başarısızlığı kabullenen, çaresizliği öğrenen ve acıyı tadan köpekbalığı, tekrar acı çekmekten korktuğu için, her şeyden çok istediği balığa ulaşmak adına hiçbir şey yapmıyor. Arada hiçbir engel olmamasına rağmen... Aslında arada bir dış engel kalmıyor ama köpekbalığının içinde hâlâ bir engel var. Tekrar kaybeden olmaktan korktuğu için bir adım bile atamıyor.

Extraterrestrial Halay

alintiyi buradan yapiyorum.

Bir tek eksigi var. Uzayli kardes baska dilde konustugu icin ekmegi uzatan abimizin bagirmasi lazimdi. YUMMY! balonda olmasi gereken kelimeydi yani. Alttaki promise, visit keywordlerine ise alintiyi yaptigim yerde deginilmis. Bravo MEB!

Dough-faced Ziver Usta

http://istanbuleats.com/2010/11/meshur-filibe-koftecisi-keeping-their-eye-on-the-meatball/

Yumusak basli demekmis. Auahsudhasd komikmis lan.

Denemecan'i Ayni Gomlegi Giyerken Yakaladik [Hadi Bakalim v.3]


Yetmezmis gibi ucunde de ayni saati takiyor cakal.

nbh_ i Sacma Sapan Isler Yaparken Yakaladik [Hadi Bakalim v.2]


Parmaklarin benim oldugunu iddia etmesi disinda baska bir problem yok konu ile ilgili olarak.

Hergun yeni sirlar dokulecek ortaya. Beni takip etmeye devam edin.

Uzun Geceler

11811 yilda bir kere falan sarki tavsiye ederim ben genelde. Bunu begendim.

http://fizy.com/#s/1ahs2l

uzun geceler boyunca
düşünü sardım doyunca
kurak mevsimler boyunca
nergis düşledim doyunca

derdine derman olup
gönlüne ferman olup
fikrine kurban olup
seyrine hayran olup

biraz buruk biraz garip
haberlerin doyurmuyor
yanındayken kolay elbet
sen olmadan uyunmuyor


uzun geceler boyunca
düşünü sardım doyunca
kurak mevsimler boyunca
nergis düşledim doyunca

derdine derman olup
gönlüne ferman olup
fikrine kurban olup
seyrine hayran olup

biraz buruk biraz garip
haberlerin doyurmuyor
yanındayken kolay elbet
sen olmadan uyunmuyor

Fonksiyonellik ve Ergonomi

Cok icice kavramlar. Ornegin get_social diye bir bolumumuz vardi sagda tepede. Bir suru siteye linkler vardi. Ustelik ana sayfalarina. Hadi bir itiraf edin biriniz tikladi mi oradaki linklerden birine? Tiklamadi tabii. Dolayisiyla orada durmasinin gereksiz olduguna karar verdim. Onun yerine postlarin altina, onlari paylasmamizi daha kolay hale getirecek butonlar ekledim. Ha onu da kimse kullanmayacak gerci ama sorun degil. Hic olmazsa kullanilma ihtimali daha yuksek. Neyse gorecez bakalim.

Inisiyatif kullanip header'i da kaldirdim. Fakat onu yeniden ekleyebiliriz. O onemli bir parca orada.

Japon Konsolosu Sark Kosesi'ni de asagiya, postlardan sonraya alabilirim. Henuz ona karar vermedim. Karar verdim biraz da asagida dursun.

Search var bak sag yanda da onu da eve gidince komikli-sakali turkce yapayim.

Behzat C.'nin Son Bolumu

$ Henuz izlemedigimdir.

$ Final sezonunun en gec yayinlanacak bolumudur.

$ Cesitli olaylara vesile olmustur.

$ su -
Password:

# Ahahaha guzel espri var.

# exit
logout

$ vesile kelimesini de kirk yilda bir kullaniyoruz > ps.txt

Altyapi

Dis gorunuse dokunmadik baslikta da goruldugu uzere ama bazi performans iyilestirmeleri yaptik. Acilis suresi artik neredeyse 1.5 kat daha az. Bir de sneyl askere gidince diktator olacagimdan, bloggerdan tasinma karari aldim. Yeter artik, WordPress'e gececez. Hem ona da gelene kadar bir surpriz bir bir sey olur aisudgfiausgdf.


Niye lan? Ne eksigi var blogger'in derseniz ki dersiniz. Ya biz okuzuz beceremiyoruz ya da yeteri kadar esnek degil, istedigimiz degisiklikleri yapamiyoruz. Trade-off var tabii yok degil. Isten cikarken adama ingilizce am gunu yag. Tabi ebe sikmek sart olur.

En Buyuk Bayram

Az once aldigim cok sevindirici bir haberi sizlerle de paylasmak isterim. Daha once zatacka oynamadiysaniz olun zaten, Aha asagida.


Edward Fremlin-Key November 24 at 5:12am Reply Report
Hi my friendly little gamers,

Sorry been out of touch recently - we've been working over time - like in the film about facebook - but we've been doing it with ZATACKA.

The great news is that we are really, and I mean REALLY, close to finishing up a global LAN event that will allow us to host multiple games across worldwide servers.

Just so we can gauge the interest for playing, could all of you that have blackberries add the ZATACKA Blackberry to your messenger contacts. We've named our company blackberry SAM JOHNSON because we thought it was such a great, easy, name.

The PIN for the blackberry is 23354E58.

Please add us and then we can discuss how to sort out the LAN event.

Updates coming soon.

Sneyl'i Yatakta Bastik! [Hadi Bakalim]

Cok fazla aciklama yapmama gerek yok, fotograf her seyi aciklar nitelikte. Resmen bastik herifi!



Kendisine olan saygimizdan oturu biraz blurladik tabii ama sagdakinin sneyl oldugu apacik ortada su haliyle de. Bundan sonra boyle dedikodulari dondurecez iste. Bloga yeni bir soluk gelsin.


XOXO denemecan

Ulan!

Olum okula donemicez lan!!! Resmen bilet yok. Nereye gidiyo bu insanlar arkadas. Azicik evinizde oturun ya!

Behzat C.

Dun gece kiramayacagim bir arkadasin tavsiyesi uzerine Behzat C.'ye basladim. Baslayis o baslayis, saat sabaha karsi 5'ti yayinlanan alti bolumu de izleyip yattigimda. Simdi sozlukteki basligini okurken, yayindan kaldirilma ihtimalinin oldugu haberiyle karsilastim. Resmen uzuldum. Hakikaten hosuma gitmisti cunku. Resmen sevdim ben o diziyi. Turk dizileri tarihimde, Aralik 2009 Ezel Marathonu'nu saymazsak, izledigim, Ikinci Bahar'dan sonraki tek dizidir. Ezel'i sadece 6 bolum izlemis olmam itibariyle yoksaydim yoksa ikisini karsilastirmak gibi bir amacim yok. Elmayla passion fruit karsilastirmak gibi olur zira. Her neyse.

Diziyi sanatsal ya da sinematografik acidan degerlendirecek donanima sahip degilim. Ben bana gecirttigi zamana degip degmedigine bakarim. Bu dizi icin gonul rahatligiyla diyorum ki degdi. Izlemediyseniz de izleyin. Zaten yayindan kalkacakmis. Erdal Besikcioglu ki ben kendisini sadece Kopru ile tanirim, sahsi okuzlugumdur, bugun Hugh Laurie, Gregory House rolunu oynamayi birakacakmis deseler, o role cuk diye oturup hic siritmayacak tek adamdir benim nezdimde. Kendisini gonulden tebrik ediyorum.

Diziyi tavsiye eden arkadas bir kitaptan uyarlandigini, kitabin da cok iyi oldugunu soylemisti. Yazari Emrah Serbes diye biriymis. Daha once duymamistim, yine okuzlugumdur. Kendisi umarim affeder beni olasi paralel bir evrende. Yurda donunce ilk alacagim kitap kendisine ait olacaktir. Sozum olsun.

Ankara'da geciyor olmasi buyuk bir artiydi ustune bir de kullanilan dile de az bucuk dikkat ediliyor olusu beni mutlu eden bir baska unsur oldu. Internet uzerinden arkadaslarimla yaptigim ortalama uzunluktaki bir konusma boyunca sayisiz "heeea" ve "la" diyor oldugumu farkettirdi bana. Cok da guzel oldu iyi oldu.

Bu diziyi Japon Konsolosu tahmin ediyorum ki cok severdi. Cok sevecek, izleme firsati bulunca. Izlemezse de adam degil. CSI Dikmen lan sonucta.

Oyle iste. Yayinlandigi saatlerde izleyin bunu. Rating paylarini arttirin. Kaldirmasinlar yayindan. Star akilli olsun!

Simdi bana soyle bir sey lazim...

Nasil?

Soyle;

Yummy mummy diye bir terim varmis. Bunu Turkce'de karsilayan, argo ya da degil, bildiginiz bir kalip var mi? Linke tiklarsaniz ayrintili aciklamasi orada var.

Yours,
denemecan

shhhttt...!

Bizim berber amcalarımız vardı. Pantolonlarını meme uçlarına kadar çeken, ciğerleri ötüm ötüm öten.. Saçlarımızı keserlerdi, kesilen saçları israf etmez eşlerine verir kazak ördürürlerdi.
Bigün apansız çeker giderlerdi. Dükkanlarının önüne gider bi umut hala orda mı diye bakardık. 'Taşındık' bile yazmazdı hayvanlar. Hayvanoğlu hayvanlar!! Sadece camın eski gastelerle kaplandığını görür, hangi tarihe ait o gün neler olmuş diye gözlerimizi iyice açardık okuyabilmek için. Az önceki duygusallığımızdan eser kalmamış öküzler olarak çeker giderdik..

naber? (doktoooor doktooor)

Bizim ilkokul öğretmenlerimiz vardı. hep aynı saç şekliyle ve aynı elbiseleriyle hatırladığımız. incecik yaşlı parmakları olurdu. kulağımızı çektiklerinde o parmakların neden o kadar soğuk olduğunu düşünürdük.

naber? (doktoooor doktoor)

Bizim kemalettin tuğcularımız vardı. bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı.. (yılmaz mordoğan)

iyi ya n'olsun...

Sigaram mı bitti? saat 11:40 tan beri teoman-doktor şarkısını dinliyorum. hala sözlerini algılayamadım. bi yerden sonra bağışıklık sistemini güçlendiriyo böyle şarkılar. hissetmiyosun sözlerini. Aklımdaki tek kalıp: 'doktooor doktooor'
Sevdim, sevilmedim..
Gece kafam çok iyiydi Cihan Ceylan'ı aradım. Naber dedim. İyidir, sen? dedi. kafam dönüyo dedim. Yüzüstü yat elinede bi poşet al dedi. Neden demedim... diyemedim. Dilim varmadı.
İyi içicidir kendisi, taksimde 4 bira içtikten sonra bile bana meyillenmediğini görmek gurur verici.. Düşündüm de çokta iyi bişey değil lan bu. İkilemde kaldım, çeliştim şuan. Bu konuya daha sonra karar vermek en doğrusu.
ha ne diyoduk
Bizim Cihan Ceylan'larımız vardı. Pantolonlarıyla meme uçlarını kapatmaya çalışan.. Ya da o başkasıydı.. Bilemedim şimdi. Biri gelip media playerımı düzenlesin. @Sneyl, kadim dostum bunu sen yapabilirsin. Ama senden ricam, dinleyince insanın aklına helikopter çekimi ağaçlar arasında kayıp giden station vagon arabalar gelmesin. Heeeey Culii gibi...

Bi de şu html zımbırtısını nası yapcaz biri göstersin ya. Cihan Ceylan etiketi yapamadım şurda.
Mual mıyım? Değilim..

Japon Konsolosu

Manevi destekten yoksun birakmadigimiz, Karaman Mkz. Pyd. Tbr. Kmt. Kara Ast. Kd. Bs. Cvs. Japon Konsolosu dostumuzu da burada bir kez daha analim. Anal yillik demek oldugundan yilda bir kere ansak yeter aslinda. Oyle degil ama o isler. Biennial var mesela biyenal diyo bizim insanimiz. Sonra bir de biannual var. Iste bunlar hep ingilizcenin cakalliklari. Iki yilda bir ya da yilda iki kez deyince nekkkadar da anlasilir oluyor degil mi babom? Neyse konudan sapmayalim.

Simdi bu ingilizlerin her sey icin bir isimi oldugundan tamlama olaylari pek zengin degil benim su yasima kadar gozlemledigim kadariyla. Yanlissam da duzeltin. Bu dostlarimiz iste bu kelime coklugundan oturu kendi dillerindeki pek cok kelimenin nasil yazildigindan bihaberler. Simdi bir sekilde duyuyorlar konusuyorlar ama is yazmaya gelince bir dusunuyorlar. Ha turkce'de bu yok mu? Turkce'de de var ama basta dedigim gibi kelime sayisi Ingilizce'ye nazaran daha az oldugundan, oransal olarak baktigimizda duydugunu dogru sekilde yazamayan insan sayisinin azalacagini dusunuyorum. Neyse Noam biraderimle konusulur bunlar yeri gelince. Sunu da eklemeden gecmeyeyim objektif olmak adina, Turkce okundugu gibi yazilan bir dil onun avantaji var yok degil.

Simdi gazetede soyle bir bulmaca var. 3x3 luk bir kare dusunun. Bu karenin tam ortasindaki hucrede, bir harf var. Bu harfi urettiginiz her kelimede kullanmak zorundasiniz. Diger 8 harf ve bu harfle minimum 4 harfli kelimeler uretmeye basliyorsunuz. Gazetenin verdigi limitler var. Ornegin b-a-a-l-i-r-e-l-n harfleri verilmis. i de her kelimede kullanmaniz gereken ozel harf. Basliyorsunuz turetmeye. Liar, Line, Bill, Linable, Liberal, Braille, Biller, Inarable, Ballerina ... iste ne kadar bulursaniz. Diyelim ki gazete diyor 23 kelime iyi, 34 kelime cok iyi. Amac 9 harfli kelimeyi ve bulabildiginiz kadar cok sayida kelimeyi bulmak. Bir de bizim gibi grupsaniz hergun 9 harfli kelimeyi bulan degistiginden ufak bir rekabet isin icine giriyor ve daha cok egleniyorsunuz. Sorun su, ben mesela ana dili ingilizce olan biri degilim diyorum ki bu harflerle bienal yazilir lakin bienal in boyle yazildigindan emin degilim. Diyorum hoca bu boyle mi? Aha masadaki ana dili ingilizce olanlar da emin degil. Ya oyledir ya da biennial dir diyor mesela en yasli olani. Genclerinden ses cikmiyor. Boyleyken boyle.

Denemecan Zimbabwe'den bildirdi.

Nereden nereye geldik la. Ha japon konsolosu diyordum. Canimdan cok sevdigim ahanda amunike cancis pamuk torbasi pofuduk yastik badi parcasi askerligi bitesice.

Amcoolu

Yolun acik olsun. Gule gule git, gule gule gel. Yolda samson and delilah dinlemeyi, beni o sarkiyla tanistiran terminator the sarah connor chronicles s02e01 i anmayi unutma.


Sicakkanli bir insan oldugundan asduhausdhuahsduh.

Gel de delirme!

http://www.haberturk.com/polemik/haber/563392-putinin-mutevazi-evi-sasirtti okuyalim hemen haberi. Haber dedim kusura bakmayin, okuyalim metini.


Tek boyutta televizyon gerçekten ironik! 
Gazete HABERTÜRK Teknoloji Editörü NECDET ÇALIŞKAN

Iki boyut ile tek boyutun farkini ogrendiginizde tekrar konusalim.


----------------------


‘Siyaset biraz da görgü ister, tüplü televizyonu görünce şoke oldum’
Brigthwell Yönetim Kurulu Başkanı, Dünya Fütüristler Derneği Türkiye Onursal Başkanı ALPHAN MANAS


Ha benim aslanima. Tuplu televizyon kullanmak vizyonsuzluk, gorgusuzlukmus. Kendisini zengin birinin yonetmesini istermis. Oldukca guclu argumanlar gercekten. Nutkum tutuldu.

----------------------


‘Devleti yöneten çağa ayak uydurmalı’
Sabah Gazetesi Teknoloji Yazarı TİMUR SIRT

Bu beyefendi buyurmuslar ki genclerle iletisim kurabilmek, caga ayak uydurmak tupsuz televizyon kullanmaktan geciyor. Adami e-posta kullanmamakla elestirmiyor bakin. Tuplu televizyon kullandigi icin genc kusakla iletisim kuramiyor. Pehey.

----------------------


‘Rus rüyası bumu yani?’
Deulcom International Kurucusu BAYBARS ALTUNTAŞ

Biri kendisine ay ile uzayin farkini ogrettiginde ben de kendisini, yorumunu elestirecek kadar kaale alacagim.

----------------------


"Özel yaşamlarında yeni trendleri benimsemek zorundalar"
Mimar Selim YUHAY

Vay babam bay. Devlet baskani oldugunuz icin sucuk yemek zorundasiniz. Herkes sucuk yiyor. Siz de yiyeceksiniz! Sarimsak yemek zorundasiniz sayin Wulff. Simdi antioksidan oldugundan o moda. Kanepenin kumas rengi ile giydiginiz kiyafetin rengi ayni olmamali. Olamaz. Niye? Cunku Milano moda haftasinda bu sene gorduk ki artik karsit renklerle gezilmek zorunda sokakta. 


Aferin hepinize. Takdir ettim.

Hug An Engineer Day

Biz de insaniz lan. Kucaklayin bizi. Gunun anlam ve onemini belirten bir screenshot ile yaziyi sonlandiriyorum.


Simdi olay Benjamin ve Jody kardeslerimin hemen fellow bir engineer'in yaptigi hatayi duzeltmeleri. Orada harfler toplam durumunda degil carpim durumunda demisler. Ha T'ler nasil sadelesiyor madem o kadar dusunuyorsun dersen, matematigin kurallarina karsi gelmedigin surece sorun yok. Muhendislik sonuc odaklidir dogru evet ama Devlet Bahceli icin de simdi boyle bir yakistirma yapmak istemiyorum ne yalan soyleyeyim.

Daha da komik olan en sondaki yorumda, bunu LaTeX'le yazmaliydin diyor bir baska dost asduuasduasd. Hakli. Yerden goge kadar hakli!

The Rock And The Tide

Yeni bir albüm incelemesiyle karşınızdayım. Ancak By The Way gibi kapsamlı bir şey olmayacak. Joshua Radin'in yeni albümünü henüz dinleyebildim. Peki Joshua Radin kimdir? Kısaca tanıyalım. Kendisi şarkıcı. Evet bu tanıtımdan sonra albüme geçelim. Ya da geçmeyelim. Bilemedim. Şimdi albümü 4 ya da 5 kez dinledim baştan sona. İlk dinleyişte bok gibi geldi. Ya hiç öyle denir mi! İnsanlar uğraşıyor albüm yapıyor, sen olmamış bu diyorsun. Bence saygısızlık bu. Yani bir African Child bile bugün bu yorumları haketmemeli. Get Him To The Greek filminden spoiler falan değil ha! Yani o filmden de, spoiler niteliği taşımıyor. Hayır taşısa ne olacak? Sanki bana hayatın anlamını anlatan bir film de. Neyse ne!


01. Road To Ride On
02. Streetlight
03. Here We Go
04. We Are Only Getting Better
05. The Rock And The Tide
06. You Got What I Need
07. Nowhere To Go
08. Think Ill Go Inside
09. The Ones With The Light
10. Youre Not As Young
11. One Leap
12. Wante
13. Brand New Day - Reprise

Bir Winter, bir Star Mile, bir Closer kadar olabilecek şarkı bulamadım ben. Ancak Road To Ride On, Here We Go, The Rock And The Tide, One Leap ve tabii ki Brand New Day ilk olarak dikkat çeken şarkılar. Brand New Day Reprise nasıl olsa.

Ancak siz Joshua Radin'i bilmiyorsanız, Winter, Star Mile falan dinleyin. Sonra bunlara bakarsınız isterseniz.

NOT: Arkadaşlar albümdeki şarkıları indirdikten sonra lütfen yarım saat içinde siliniz. Linkler albümün tanıtımı amaçlıdır, korsan amaçlı değildir. 
NOT2: Hani böyle albüm kapağını, şarkı isimlerini falan ortalamışım ya, o yüzden gaza geldim böyle. Yoksa link nerede biz göremiyoruz falan derseniz, ağzınızı yüzünüzü kırarım!

Bu da kız arkadaşım Lalezar'ın albümle birlikte gelen not defterine bir şeyler yazarken çekilmiş fotosu. Tatlişkom yhaaa...

Edit: Burada da albümden bazı şarkıları canlı söylemiş. Bakın isterseniz.

Kiss My Name


Asıl adı Antony Hegarty olan insan evladının grubunun adı Antony and The Johnsons. Antony sadece piyano çaldığı için böyle bir grup kurmuş. Bunlar, gitar, çello, keman vs. falan çaldıkları için müzik zengin oluyor haliyle. Yoksa kendisinin solo albümleri de var, yok değil. Piyanoyla nereye kadar.

Neyse işte sesini seviyorum ben bunun. Bu adamın falan diyemiyorum pek. O yüzden mümkün olduğunca cinsiyet belirtmeden yazmak istiyorum.


Zira tipe bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Adeta ne idüğü belirsiz. Ayrıca bu tipten nasıl böyle bir ses çıkıyor, orası da meçhul. Mesela James Mercer'dan da o sesin çıkması mümkün değil ama çıkıyor işte.

Bu işler böyle. Selam ederim. /skiss

ssstanbul..

uygunsuzun istanbul ayaaa olmaya karar verdim canlar. uykusuz, uygunsuz derken işte baya d.şahhklı bi yorumcu oldum. ersine el sürdüm, umuta dokandım vs vs böyle böyle mükemmel bi insan oldum. bu arada ne zaman can oldunuz ne zaman can oldum bilemedm.
Bide içimizden biri askere mi gitti? neyin sayımındayız. nedir yani?
bu önyazı.. devamı geliyirrr.. bu kez gerçekten lan!

Blair's Kiss On The Lips Party

Good morning upper east siders! Gossip girl here! Your one and only source into the scandalous lifes of manhattan elitès!

Bu yaziyi sevgili Canan'a erken bir dogum gunu hediyesi olarak yaziyorum. Kendisini biraz daha iyi anlayabilmek adina iki bolum Gossip Girl izledim. Icim sikildi arkadas. Ben hayatimda boyle aci cekmedim. Neyse, kisaca izlenimlerimden bahsedeyim.

Simdi dizide Serena van der Woodsen diye eskiden klasik zengin kolejli amerikan kizi olup da yatili okula gidince dogru yolu bulur gibi olmus bir kizcagiz var. Cekirdek kadroda bu hatunumuz. Bunun eski bitch hallerinden arkadasi Blair var. Nate var Blair'in yavuklusu ama aslinda gonlu Serena'da. Onceden sevismisler de Serena ondan zaten gitmis yatili okula falan. Chuck diye bir orospu cocugu var. Diger dizi olan Chuck'daki Chuck'in ismini kirletiyor resmen. Dan var. Jenny var. Kardesler. Dan ve Jenny'nin allaha sukur durumlari fena degil ama diger isimlerini saydigim kadroyla ayni sosyal sinifa dahil degiller. Babalari biraz daha bohem bunlarin. Klasik olarak analari babalari ayri. Serena'nin anasi var Dan'in babasiyla yillar oncesinden isi pisirmis simdilerde ise fortune 500'un servetlerini somuren. Chuck'in babasinin oteli var anasindan bir bilgi yok. Blair'in anasi Paris'te ama onun da babasindan bir bilgi yok. Bu kadar olay iste. Kim kimle sevisti kim kime asik onu anlatacak gibi. Ha dizinin anlatani da Gossip Girl ki ben ilk bolumde onun Jenny oldugunu dusunmeme ragmen yaptigi malliklar dolayisiyla o oldugu konusundaki fikirlerimden vazgectim.

Ilk bolumde iste Serena yatili okuldan geri donuyor. Cemiyet ortamlarinda bir gerginlik bir sasirmalar falan onun uzerine temel alinmis. Izleyiciye hikaye tanitilmis. Kim kimle kiminh eli kimin cebinde falan diye. Siradan bir bolumdu ta ki Dan, Serena'yla birlikte Blair'in partisine gidip salak kiz kardesi Jenny'yi Chuck'in elinden kurtarana kadar. Orada biraz aksiyon heyecan oldu sevindik falan.

Ikinci bolumde de brunch icin bulusulacak bir yerde ona kadar ve brunch esnasinda gene caprasik iliskiler anlatiliyor falan fistik.

Ulan Jenny! Ulan sen gerizekali misin? Kafan hic mi calismiyor Jenny! Wannabe misin  laaaaaaaan! Adami sinir ediyosun ya. Sen ne gidip Blair'le takilmaya calisiyosun abin Serena'yi dusurdu dusurecek takilsana onla. Ayrica Jenny birinci sinifsin lan sen daha. Neyine senin gidip seniorlarla asik atmak!

Dan! Ulan serefsiz daha ikinci bulusmada kiza trip yapiyosun. Sana ne lan! Kizin namusunun bekcisi misin! Senle cikmaya baslayana kadar ne sik istediyse yapar. Sana mi soracak amina koyim. Sana da sinir oldum! Senden adam olmaz diyeyim bak. Ikinci sezonda falan kaza gecirip dizinde uzaklasirsin bu gidisle. Ha hala 4. sezonda oynuyorsan da valla helal olsun senaristlere.

Chuck. Karakter olarak super. Ideal olmus bence. Tek kusuru tecavuze yeltenmesiydi. Oyle bir olay olmasa bence gayet sevilebilecek bir tip. Tamam kizi birazcik ikna etmeye calisirsin azicik dil dokersin ama uzerine de cullanilmaz. Boyle bir sey yakismadi beyefendiligine! Espri olarak fena degilsin. Kotu olayi unutup onumuzdeki bolumlere bakalim derim.

Blair. Sana temiz bir dayak lazim. Siddetin her turlusune karsi olan beni bile sana dayak atilsa uzulmeyecegim hale getirdin.

Serena. Etikten ahlaktan yoksunsun. Senden de adam olmaz.

Rufus (Dan'in Babagil). Ressam oldugunu tahmin ediyorum. Bunun yani sira 90 larda muzik grubu varmis. Muzisyenlik iyi guzel ek is olarak yapabilirsin. Ressam yerine muhendis falan olacak tipin varmis. Oyle olsaydi dizideki oyum sanaydi. Cougar Town'daki basrol hatunla evli ve cocuklu tarzi bir dizi cekebilirsiniz. Komedi sana yakismaz pek ama yeni bir yorum olur. Cool bir durusun olur.

Evet Canan. Iste boyle. Umarim bu sayede seni biraz da olsa yakindan taniyabilmis. Dunyana girebilmisimdir. Optum cok.

XOXO denemecan

Gecici Cozumler Koordinatorunuz Gururla Sunar

Turkiye sinirlarini terketmemekte israrliyim ama bazen sneyl.com acilmayinca da uzuluyorum diyorsaniz http://alt.sneyl.com tam size gore. He oradaki alt, alternatif manasina geliyor evet. Aferin akilli bidiklar. Onu da acamazsaniz dayagi yersiniz zaten benden.

Her neyse ne dicem, muhtemelen farkedersiniz de farketmezseniz diye soyluyorum. alt adresinde yazi rss ve yorum rss var orijinal sneyl.com dan alan verileri. Onlarla karsilastirirsiniz o sayfada en son ne yazilmis. Dinamik olarak guncelleme yapilmadigi icin ve ben de mal gibi dakika basi guncellemeyecegim icin alt.sneyl biraz geriden gelecektir. RSS'i orijinal sayfaya o yuzden bagladim zaten. Anlayin ne kadar geride diye. Sikerler! Gec olsun da guc olmasin. Sinirlendim zaten.

Neyini acamiyorsun ya! Neyini acamiyorsun? Daha ne yapalim! ccccccccccccccccc

Anne Ben Workstation Gordum



Evet gencler yorumlari bekliyorum asduhsaduhasudh

Ustune tiklayinca hayvan gibi olmali!

Sağol Lan!

Hi lappland,

joelbox just bought you a subscription to Last.fm!
You can check out your suped-up Last.fm profile here:
http://www.last.fm/user/lappland


Now you can listen to non-stop, personalised radio! Give it a try here:
http://www.last.fm/listen

You also get:
* Ad-free browsing and streaming
* Recent visitors to your profile
* Listen to playlists & stations of music you've loved or tagged
(containing more than 15 artists/45 tracks)
* A snazzy black icon
Adam adeta Noel Baba! asudshaf. Hadi hayırlı müzik dinlemeler. Kafayı sallayacaksın ki müziğin iyi olup olmadığını anlayasın.

Tuborg Gold

Üniversite burada bitti, evet. Okulu bitirdim, en sonunda.  6 sene geçti. Resmen 6! Neler oldu neler! Anlatsam inanmazsın! Random gülücük. Dur şimdi. Bir anlatmaya çalışayım, bakalım neler oldu.

Yıl 2004.. Kazandım üniversiteyi. Böyle bir gaza gelmeler. 'Oooolum hazırlık okuyalım yatalım lan! 1 seneyi böyle yayarız. Gezeriz ederiz. Evet evet öyle yapalım.' Öyle de yaptık. İyi ki de yapmışız. Hazırlıkta çok güzel insanlar tanıdım. Yıllar boyu hayalini kurduğum grupla beraber oldum. Nedir o grup? İşte böyle kızlı erkekli karışık grup. Takılmaca etmece. Gezmece tozmaca. Çok güzeldi. Ve sonra çok şahane bir insanla tanıştım. Daha doğrusu tanışmıştım aslında ama çok şahane olmamıştı o an benim için. Gün geldi çattı, çok şahane bir insan oldu o. Çok iyi çok da güzel 2 senesini geçirdim hayatımın diyebilirim tamam mı? Uhhh! Tabii bu 2 sene içinde 1. sınıfı da sayalım. FİZ1, FİZ2 ve MAT2... Bunlar bölümün efsane dersleri arasında kendine yer etmiştir. PETRO, JEO ve MİNO öncesi ısınma turlarıymış da haberimiz yokmuş. Neyse ki FİZ1 ve FİZ2'yi nbh_, denemecan ve sneyl yaz okulunda geçecekti. Ancak.... Ancak, MAT2 nbh_'nin başına bela olacaktı. Oldu da... 5 sene sonra geçmeyi başarabildi. (Yanlışsam burada düzeltin çünkü tam hesaplama yapmadım, kafadan atıyorum şu anda 5 rakamını.) denemecan ve sneyl not öteleme yöntemi sayesinde bu dersi ilk alışlarında geçmişti. Ancak sneyl notunun nasıl ötelendiğini hala anlayamıyor. Çünkü onun notu bir not geriye ötelenmişti onun hesabına göre. Neyse, masalsı anlatımı bırakıp devam edeyim.

Geldik 2. sınıfa. Yani istatistik dersi galiba 2. sınıftaydı. (Şu an kafam biraz iyi olduğundan tam net hatırlamıyor olabilirim. Sadece bu cümle için değil ama yazının genelinde bir hatam varsa denemecan belirtsin. Hakkaten kontrol edecek halim yok. Direkt hafızadan söylüyorum.) (Ha! Ama bold olsun under line olsun italic olsun bunları da yapıyorum, onlar sorun değil.) Neyse... İstatistik demiştik. D2 notuyla ilk olarak o derste tanışmıştım. İyi ki de tanışmışım diyemeyeceğim. Çünkü, keşke tanışmasaydım. 'D2 HADİ GÜLE GÜLE' dedik... Deyiş o deyiş! Deyiş tokuş, zeynep tokuş! Sağol Zehra Teyze biz tokuş. Yi yavrum yi!

Her neyse...  Hacettepe Üniversitesi'ni bilmeyenler için konuşuyorum; D2 demek çok acayip bir not demek. Denemecan açıklasın bunu yorumda ya!* (*: Lütfen yoruma bakınız.) Orada biz o notla tanıştık ya, işte olan o zaman oldu. Sonra bütün dersleri biz o notla geçmeye başladık. Neden? Çünkü D2 geçer not. Sonuçta geçiyoruz. Hiç çalışma. Sonra finalden 70 al. D2 HADİ GÜLE GÜLE. 

Böyle böyle, 8. yarıyıla gelmiş bulunduk. Geldik ama, o yarıyıl öncesi nbh_ repeat after me, sneyl ise incredible repeat olmuştu. Bu 3(üç)'lü içinde en erken mezun olan denemecan'dı. Daha sonra kendisini Avustralya'nın serin sularından gelen buz gibi hayatına bırakmıştı. Bıraksa da bizden ayrılamamıştı. Yine masalsı anlatıma döndüm sanırım ama neyse ne lan! Aradaki saat farki bizi hiçbir zaman yıldıramazdı. Biz kardeştik! We were soldiers lan! Öyle de oldu. Bu manyak yılbaşı zamanı geldi yine bizim yanımıza. The Final Countdown eşliğinde yine ve yeniden bir yıla girmiştik beraber. Saçımı kırmızıya boyamıştı hatta bu adamlar. Last.FM adresimi de verdim ki, selam ederim! 

Mal gibi hayat hikayesi moduna sokmayayım. En sonunda ben mezun oldum! Hala inanamıyorum aslında ama oldum! Çok garip bir duygu bu. nbh_ manyağı da bir an önce hissetsin bu duyguyu. Yalnız kendisi çok şanslı. Gotik kızlar doldurmuş okulu. Bilmiyorum hoşlanır mı ama benim biraz fetişist olduğum söylenebilir. Kendisine buradan sesleniyorum; ARTIK YAPARSIN BİR ŞEYLER!

İnşallah onun mezuniyetini de görürüz ve rahatlarız artık.

NOT: Bu yazıda nickleri geçen insanları çok seviyorum.
NOT2: /skiss

Sübhanallah kardeş!




yukarda gördüğünüz ünlünün güneş gözlüğünü çıkaralım. kim bildiniz mi?

Bu Grubu Yeni Keşfettim

Grubun adı Red Hot Chili Peppers. Biraz uzun bir isim ama aklımda tutacağım hehehe. Adamlar çok iyi gerçekten. Tavsiye ederim.

After Life


8gb film indiriyoruz. Keyifli keyifli izleyelim diyoruz. Ulan ağzına sıçtığım! Anna ölü değil diye yazmışsın oraya kocaman kocaman. Allah senin belanı versin ya. Niye yazıyosun yani, ha niye? Ne geçiyor eline Anna ölü değil yazınca.

İzlemeyin amına koyim Anna ölü değilmiş. Boşuna izlemeyin filmi de. Justin Long'u sikeyim.

Çok Gizli Not: Soru işareti kısayolu Alt+63. Biraz kassam alt çizgiyi de bulurum da o zamana kadar klavye almış oluruz artık. Sakinleşelim biraz o zaman.

Arama Anahtar Kelimeleri
пиа-пиа-пиано


Canım Julia'm benim ya!

Biraz küfür ettik ama olur o kadar.

nbh_'nin bir maili - 18.08.2006

yusuftan aldım az önce haberi(benim lan oglum yusuftan)bugün okula gitmiş.fiz134 ler okunmuş
sneyl: B1
denemecan: B2
nbh_ :C1

yani sıçtım ben galiba.fiz 144 ün C2 gelmesi gerekio bana yurt için. bilmiom napçam seneye.
bu akşam yola çıkıorum ben.çanakkaleye gidiorum.kendinize iyi bakın.belki gelemem.seneye olmayabilirim.
bizim isimlerimizi nicklerimizle değiştirdim. onun dışında bir oynama yok mailde. ha sanki isimlerimiz çok mu gizli(soru işareti)* neyse ne işte.

ahuashdadfgsdasd yalnız haberin yusuf'tan gelmesi ayrı bir komik geldi bana. yusuf yaaa!

*: soru işareti tuşum bozuk. klavyem bozulmuştu ya hani. hah evet! işte ondan.

kjb'ye

ben telefon sapığı olduğum için bana telefon numaranı vermiyorsun, ayşe'nin sana acil ulaşması lazımmış. umarım bunu görür ona ulaşırsın. öptüm bye

Euhashduahsd gene nesem yerine geldi!

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20342644

Bayramınızı Kutlayalım Da,

sonra vay efendim bayram bile kutlanmıyor, vay efendime söyleyeyim olmasın. Gelin bize söyleyin. Yabancı Gelin Fanboys olarak (bakın burada iki tane şeyin fanı olduğumuz sanılmasın) Ogün Sanlısoy'a bundan sonraki müzik hayatında başarılar diliyoruz ve bu plaketi takdim ediyoruz. Taksim'de bir konser vermesi için serzenişte bulunuyoruz. Çılgın Bediş ve Oktay çiftinin de bu vesileyle bir yastıkta kocamalarını dileyerek Fenerbahçe'de Aykut Kocaman devrimi olduğunu belirterek devriyeye çıkmamız gerektiğini söyler gibi yapıyoruz. Saat 4 oldu bir devriye gezelim. Şeker ezelim. Şeker bayramınız kutlu olsun.

Yazamadık bir süredir. İşte konferanslar olsun, mini barlar olsun, happy hours olsun biraz uzak kaldık buralardan. Her sabah 6'da kalkıyoruz lan olacak iş mi? Neyse ki bitti bitiyor nokta kom. Haydin kalın sağlıcakla. Kalın giyinin biraz. Akşamları serin oluyor.

Cakal Surusu - DreamHost

Hizmet aliyoruz bunlardan. Bugun ihtar gelmis bir baktim bekledigimin iki kati, dogal olarak kart odemeye izin vermiyo cunku onceden su kadar odeyeceksin demistim. Onlar da bunun sonucunda ihtari basmis. Musteri temsilcileri akli basinda insanlar ki, dedim hoca siz bunu iki kere faturalamissiniz bana, boyle olacaksa iliskimiz bu noktada sona erer. Aman efendimler yok kusura bakmayinlar hemen halledelimler. Dedim bir daha olmasin. Bu da boyle bir ani iste.

İlk Olmasa da Şiir Denemem!

En güzel günlerimin

üç mel’un adamı var:

Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye

en güzel günlerimin bu üç mel’un adamını

yer yer tırnaklarımla kazıdım

hatıralarımın camını.

En güzel günlerimin

üç mel’un adamı var:

Biri sensin,

biri o,

biri ötekisi.

Düşmanımdır ikisi..

Sana gelince..

Yazıyorsun.

Okuyorum.

Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,

insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..

Ne yazık!..

Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var;

senin ve benim en güzel günlerimiz..

Kalbimin kanıyla götüreceğim, ebediyete, ben o günleri.

Sana gelince,

sen o günleri -kendi oğluyla yatan,

-kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!.

Satıyorsun:

günde on kaat,

bir çift rugan pabuç,

sıcak bir döşek,

ve üç yüz papellik rahat için...

En güzel günlerimin üç mel’un adamı var:

Biri sensin,

Biri o,

biri ötekisi.

Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...

Sana gelince;

Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün.

Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün

Artık seninle biz, düşman bile değiliz!

Anayasa Tasarisi

Bu aksam blogu son bir kez daha bozup, yepyeni bir tasarimla nihai istirahatgahina alacagiz. Daha da 10 sene dokunmayiz herhalde ouiahsdoihasd.

Duzelmesi TSI ile Sali aksami saat 18.00'i bulabilir de bulmayabilir de. Ben en kotu ihtimali soyleyeyim de daha erken duzelirse sevinirsiniz.

Inonu'yu bilenler icin deniz tarafindaki tribunden izlenirse bol keyif alinir.

Peh Giymadli Dosdlar

Buradan yapamayacagim bir duyurum var. Dolayisiyla "adimsoyadim"@gmail.com a, sahsi gmail hesaplarinizdan birer mail gonderirseniz oradan sey yapabilirim. "adimsoyadim" kismini benim adim soyadimla degistireceksiniz. Hadi baham. Hem adresleri guncellemis oluruz. Emeginize saglik.

Pakmaya

bak şimdi ne dicem. klavye bozuldu benim yaa. ha nasıl yazıyosun o zaman bülbül dediğinizi duyar gibiyim. ya şimdi benim klavye kablosunda temassızlık vardı tamam mı. bu gece çat diye gidiverdi ben hayvan gibi yazdığım için. denemecan kadar olmasın da yine it gibi basarım yani tuşlara. neyse işte gitti bu klavye. ben de eskisini taktım. ancak eskisinin de tuşlarının yerini değiştirmişim ben. niye öyle bişey yaptıysam. ezbere yazıyorum yani şimdi. mal mal harflerin yerini değiştirmişim ya. böyle oyun mu olur ha sorarım size böyle oyun mu olur!??!!

o yüzdendir ki yeni bir klavye alma vakti geldi. zaten bozulan klavyeyi alalı da baya olmuştu. 3 sene oldu nerden baksan. kablosuz alayım artık. ondan sonra bir guitar hero oynarım ki sormayın gitsin.

saat de 7 oldu. bence bu saatten sonra yatılmaz artık. ayıp yani. ee napcaz o zaman? buluruz yapacak bir şeyler. yapacak şey mi yok allah aşkına. haydi haydi haydi allah aşkına.

oldu o zaman. görüşürüz.

Mayoz-3



Logo calisin da yollayin.

Bes Carpi On Uzeri Iki

Yani besyuz. Silinenleri ve draftlari saymazsak tam 500 yazi yayimlanmis. Hepinize tesekkuru bir borc bilirim. Aslinda tesekkur etmem biraz sacma. Ben burada bir ust kimlikle bulunmuyorum zira. Kolektif uretimimizin beklenen bir sonucu bu. Coskuyla, neseyle kutlayalim. Ureten bizsek, tuketen neden biz olmayalim? Aksam bir bira icelim bunun serefine.

Soyle de bir sey olsun isterim. Bu yaziya eklemek istediklerinizi, blogger panelinden yaziyi duzelterek eklerseniz daha bir hos olur. Sadece bir kisiye ait olmasin. Ahaha ne bicim de kutsallastirdim ha. Alti ustu bir post lan. Ne bileyim, yazmak isteyen yazsin arkadas. Ha yazarsaniz da etikete adinizi eklemeyi unutmayin. Iyi ki varsiniz. Optum.



R-E-S-E-R-V-E-Dsneyl



        ►R-E-S-E-R-V-E-Djapon konsolosu

Rolling Stone Eylul 2010 Kapak (Islami Usullere Uygun Kesilmistir)

Rolling Stone Eylül 2010 Kapak


Hani diğer sayılarının kapağını verdik ya. Bunu da es geçmeyelim dedim.

Maksat blogda ekşın olsun işte yææ..

kjb de görsün diye

http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc4/hs393.snc4/45670_1376645255412_1210263142_30840450_5067849_n.jpg

lan bak denemecan bile zayıflamışsın dedi sen de gör :D
hadi ay lav yu ol! gerekirse bi gecede 20 yazı yazarım beni sinirlendirmeyin!

20'den Az Yazisi Olan Blog Yazarlarini Tasfiye Edelim mi?

20'den cok yazisi olan blog yazarlarini oy kullanmaya cagiriyorum.

Peki neden?

Gelir dagilimli modele gecmek icin iki senedir bekliyoruz. Bu iki senelik deneme surecinde size bir sey soylemedik ki, yazma performansiniz etkilenmesin. (kor denek, plasebo etkisi) Sonunda gun geldi catti. Artik vakit emekcinin, yiyiciden ayrilma vaktidir.

Neyse oyle bir seyler iste. Gorus bildireyazin.

edit hun: 15 yazi olsun. nbh_ in 20 tane yokmus lan ondan asuhauhaduhas. e onu da tasfiye ettirmeyecegime gore butun monarsik haklarimi kullanip, demokratik sinirlari biraz genislettim.

En Çok Yorum Alan Yazı

B-U-D-U-R-N-U.

Tam 25 adet yorum almış. Tekrar gündeme getireyim dedim ben de yazıyı. Tekrar güldüm açıkçası. Hem yazıya hem yorumlara. Yazarımız kırmızı japon balığı'nı tebrik eder, başarılarının devamını temenni eder gibi yaparken, gözlerimiz yaşlı, bu gururu göğsümüzü gere gere taşımasını da biliriz icabında.

Oldu o zaman. Ben müsaadenizi istiyim. Şimdi müsaadenizle çocuklar. Sıra bana geldi çocuklar. İş başa düştü çocuklar. Hazır mıyız? HOOOUUUUĞĞĞWWW...

ANKET VAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAaaaaaaaAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAARRRRRRRRRR..

Sunu Okuyup Gulmenize Karar Verdim

Burada

Aslinda dogrudan karikature verecektim ama yazan kisiye de haksizlik olmasin simdi aushdaosuhdoaushd.

Mal Beyanı

nMal derken yanlış anlaşılma, boş yere üzerine alınma olmasın. Siyasete atılmaya karar verdim, benden adam olmaz diyerekten. Ee tabi mal beyanı zorunlu böyle işlerde. Ben de baktım kendimden başka malım yok. Lan bi dikili ağacım yok şu hayatta haa. Gerçi ortaokuldayken ağaç dikme kapmanyasına katılmıştık sınıfçak norris. Sonra Tema Vakfı bize teşekkür plaketimsi bişey göndermişti. Plaketimsi derken bildiğin kartondu yani. o yüzden platinimsi. Teşekkür belgesi desek daha mantıklı olurmuş. Konudan saptık yine. Malım olmadığı için malum olunan üzere, ben de hazır verilmiş bir beyanı vereyim dedim. Kabul görülür herhalde. Şimdi bazı okuyucu arkadaşlar diyebilir ki bu yazar arkadaşımız da sürekli başkalarından alıntılar yapıyor postlarında. Hah bunu diyen arkadaşıma belirtmekteyim ki, daha önce ki postlarımdan birinde açık adresimi gayet net bir şekilde vermiştim. Google maps ile göstermiştim de hatta. Buyursun gelsin, beni bulsun. Ona diyecek iki çift lafım yok. Üç (3) çift lafım var. Ya kaç olacaktı!

İşte size Can Yücel'in mal beyanı.

1-Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen
2-Gökyüzünde bi bulut
3-Bitlis'te beş minare
4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandökende bir palan, iki döken
8-Kastamonu'da üç kasto
9-Üç fay hattı
10-Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma
11-Dünyada mekan
12-Ahirette iman
13-Denizde kum
14-Uzayda yerçekimsizlik
15-Bi çuval gazoz kapağı
16-Bi kibrit kutusu sigara izmariti
17-On sekiz saç biti
18-Biri ingilizce 6 adet küfür
19-Yirmi tane boş naylon poşet
20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht
21-Bi sürü saç sakal, kıl, tüy, yün
22-Üç ayrı parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
23-Bi ayakkabı çekeceği
24-Iki büyük taş kütlesi
25-Bir adet ağaç gölgesi
26-Üç kuş kanadı sesi
27-Bi sürü kedi köpek
28-Bi marmara denizi
29-Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci
30-Her akşam karıştırılan dört çöp bidonu
31-Çalıp çalıp kaçılan beş melodili apartman zili
32-Nakit 15 kuruş
33-Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bi ömür

Yeni Başlayanlar İçin Rusça

Merhaba...

Yeni bir kurs ile karşınızdayım. Aslında başlığa aldanmayın. Yani Rusçaya yeni başlamış olmanız gerekmiyor. Gelin biz bu yazıyla birlikte Rusça öğrenmeye başlayalım. Alfabeyle başlamayalım. Birkaç bilgilendirme ile kursumuza başlayalım.

Şimdi, Rusçanın en kafa karıştıran özelliği cinsiyetlerdir. (Şimdi bahsedeceğim şey pek kafa karıştırmaz ama iyelik eklerine bilmem kimlere giriştiğinizde can yakar.) Kız-erkek olayına birazdan deyineceğim ancak bir de cansız olan nesneler için kullanılan bir şey vardır. Yani ingilizcedeki "it" gibi düşüneceğiz bunu. O da "ona" dır. Yani okunuşu böyledir. Yazılışı da, онό şeklinde oluyor. İkinci o harfinin üzerinde çizgi olduğu dikkatlerden kaçmamıştır. İşte bu ona okunuşta "a" sesinin telaffuzunu sağlıyor. Şimdi oralara da girecek olursak ohooo işimiz iş lan. Böyle olur mu bu hiç. Ne sandınız siz Rusçayı? Kolay mı lan öyle?

Tamam. Sakin. Ne güzel gidiyorduk değil mi? Kısaca okunuş olaylarını da anlatayım. Ya şimdi üzerinde çizgi olunca a diyoruz da, bazen olmayınca da diyoruz işte. Mesela, Kto eta? buradaki eta kısmındaki a aslında o harfidir. Yani yazılışı kısmen şu şekilde KTO 3TO? Bir de şto eta? var. Yani o harfi var ve üzerinde virgül yoksa bunu kısa a şeklinde telaffuz ediyoruz. et-a diye uzatmıyoruz yani. Net! Piknik!

kto; canlılar için.
şto; cansızlar için.

Bir de şota var. O da arveladze.

Neyse bunları geçelim. Böyle olmaz çünkü bu. Vazgeçtim.

Rus kız isimlerinin ve soyisimlerinin neden hep "a" harfi ile bittiğini biliyor muydunuz? İşte bilmiyordunuz, öğrendiniz. Daha öğrenmediniz. Bunun da cinsiyetle ilgisi var. Nasıl ki "ona" cansızlar için kullanılıyorsa онà da kızlar için kullanılıyor. İkisinin telaffuzu aynı. Erkekler için ise он. Bu kadar kolay erkeklerin. "on" dedin mi biter iş.

Neyse işte, kızların isim ve soyisimlerinin sonuna "a" harfi gelmesi alfabelerindeki, ya da kurallarındaki bu olaydan kaynaklanıyor.

Maria Sharapova'yı hepimiz az çok biliriz. Maria Sharapova'yı bilenler için söylüyorum, denize bakan taraftan servis kullanacak. Bu kızın babasının soyadı ne olacak demek ki? Sharapov olacak. Yaa yaa. Bana son harfi "a" ile bitmeyen kız isim ya da soyismi ile gelirseniz bilin ki o Rus değildir.

Hædi hayırlı işler.

SON NOT: Belki bir ara devam ederiz güzelce, derli toplu falan. Bir anda girişince bu işe olmuyormuş. Nerede neyi anlatacağını bilemiyorsun.

BİR BİLGİ DAHA;

Rusçada iki ayrı alfabe var. Bunu da bilin. Birisi el yazısı, diğeri dijitaj yazı. Yani bilgisayarda yazdığımız yazı. Klavye alfabesi diyebiliriz. O yüzden her iki alfabeyi de öğrenmek gerek. Misal dijital ortamda "T" harfi bildiğimiz t harfi iken, el yazısına geçtiğimizde bu "m" oluveriyor. İkisini de "t" olarak telaffuz ediyoruz ama.

Bu işler böyle. Hadi öptüm.

can



Asker Yazar

Akseki yol ayrımındaki japon konsolosu'yla konuştum haberler iyi.

Acemilikten sonra Karaman yol ayrımına gidecekmiş. Düz ova olduğundan head shot yeme imkanı daha fazla olacak, bu güzel bir şey.

Rahatı yerindeymiş çakalın. Bu da güzel bir şey.

2 hafta sonra yemin törenleri varmış. 2 haftaya kadar törene çalışsan, kaldı 2 hafta. Nerede lan eğitimin senin? Hadi yine yırttın ha.

Bu sabah 7:30'da uyandım dedi. Normalde de 5 gibi kalkıyorlarmış. Ben, normal uyanma saatlerinden 1-2 saat önce uyanıp, "sıkıldım hadi kalkın" diyerek koğuşu ayaklandırmasını beklerdim. Bir de, normal uyanma saatinden yarım saat önce kalkıp rahat rahat traş oluyormuş.

Kamuflaj ve magnumlu fotoğrafı çok yakında bir yerlerde olabilir.

japon konsolosu hayranlarına duyurulur. (kim lan senin hayranların?)

Bu da benden ona not: Chatbox'ına gözüm gibi bakıyorum lan!

Mutlaka Dinlenilmesi Gereken 10 Parça

Sevgili okuyucularım farkındayız ki giderek sanat ve edebi eserlerin paylaşıldığı bir ortam olma yolunda ilerliyoruz. Bilmem kaç yaşına kadar okunması gerek gereken bilmem kaç kitap olsun, fabllar olsun, albüm incemeleri olsun denemecanlar olsun..

Benim de bu konuda bir katkım olsun diyerek 'mutlaka dinlenilmesi gereken 10 parça' adlı eserimi yayımlamaktan gurur duyarım. Tabi kime göre mutlaka diye fısıldaşmaları duyar gibiyim. Kendime göre mutlakayı yazacaktım ama geçen gün yolda yürürken Ercan ile karşılaştım ve bu soruyu ona yönellttim. O da kırmadı sağolsun ve bana listesini verdi. Önce onu yayımlayayım daha sonra benimkilere ve tanınmış isimlerin listelerine de yer vereceğimi umut ediyorum.


1. Wish You Were Here - Pink Floyd
2. Ne Me Quittes Pas - Sting
3. Yalnızlık Ömür Boyu - MFÖ
4. Soldier Of Fortune - Deep Purple
5. So Far Away - Dire Straits
6. Manha de Carnaval - Astrud Gilberto
7. Sway - Dean Martin
8. Santa Maria (del buen ayre) - Gotan Project
9. Desperado - Eagles
10. Knife - Rockwell




PS: Ercan Saatçi'nin listesidir!

Red Hot Chili Peppers - By The Way

Evet... Bir albüm incelemesiyle daha karşınızdayım. Önceki albüm incelemelerimi okuyanlardan birisi olan İnce Memed ki Fragile Memo deriz biz kendi aramızda -neden fragile dediğimizi de birazdan öğreneceksiniz-, "Neden bloga da albüm incelemesi yazmıyorsun ağabey?" diye konuşunca önce bunun ağzını yüzünü güzelce bir kırdım. İnce olduğundan kırılması kolay oluyor. Sonra hakikaten doğru söylüyor bu çocuk dedim. Hangi albümü incelesem diye düşünürken yine çıkageldi bu ruhsuz. "By The Way neden olmasın ağabey?" demesiyle gitmesi bir oldu. Tamam lan dedim. İnceleyelim haydi dedim. 2002 yılında yayımlanan bir albümü de neden inceliyorsak bilemedim ama olsun.

Şöyle bir kapağı var albümün;

Telefonla çektiğim için biraz kötü. Ha niye telefonla çekiyosun, nette dolu fotoğraf var derseniz de çok haklısınız derim.

16 tane şarkı bulunmakta. 8 tanesi A yüzünde, 8 tanesi de B yüzünde. Evet A yüzü, B yüzü. Eskiden kaset vardı olum. Kalemle sarardık falan. Hey gidi hey!

Gelelim şarkılara...

1- By The Way: Albüme adını veren şarkı olmaktadır kendileri. Riffleriyle farklı olduğunu hissettirir hemen. Yavaşlayan ve hızlanan temposuyla kendisini çok sevdirir. Ayrıca albümün ilk video klibi de bu şarkıya çekilmiştir. Şarkıyı hepimiz az çok biliriz. Dani isimli bir kız vardır sözlerde. Kendisi Anthony'e çadırın altında şarkılar söylermiş. Neler söylemiş bilemeyiz onu. O da bunu şarkısında dile getirmiş. Stadium Arcadium'un ilk single'ı olan Dani California da buradan geliyor zaten. (Neyse ileride Stadium Arcadium incelemesi yaparsak orada değiniriz buna.) Ayrıca şarkı aralarındaki, steak knife, card shark, cow job, boot cut, dog town, blood bath, rib cage, soft tail, song bird, main line, cash back, hard top kısımlarını söylemesi güzeldir.

Şarkının güzel bir canlı versiyonu için sizlere Slane Castle konserini öneririm.



Slane Castle demişken, By The Way turnesi kapsamındaki en büyük konserdir bence. Bu albümdeki çoğu şarkı da burada çalınmıştır. O yüzden paylaşacağım canlı versiyonların büyük bir bölümü bu konserden olacaktır. Çünkü hakikaten güzeldir.

2- Universally Speaking: Albümün ikinci şarkısıdır ve albümün ikinci video klibi de bu şarkıya çekilmiştir. By The Way klibinin bir devamı niteliğindedir. By The Way'deki taksi şoförü Anthony Kiedis'in taksisinde unuttuğu dergiyi ona ulaştıracaktır. Başından geçen maceraları anlatır. Sonunda da sahneye dalar, heriflerle birlikte hoplar zıplar.

Bu şarkı için, yanılmıyorsam Anthony Kiedis (Chad Smith de olabilir) "Bir Red Hot Chili Peppers klasiği olacak." demiştir. Ne kadar klasik oldu orası bilinmez ama çalarken çok eğlendiklerini ve yerlerinde duramadıklarını her zaman belirtirler. Zira her konserlerinde, bu şarkıyı çalarken Chad Smith hariç diğer 3 grup elemanı zıplar. Seyircilerin de kendileri ile birlikte zıplamalarını isterler. Solosu da ayrı bir güzeldir.



Yine Slane Castle videosu verdim ancak bende bir videosu var. Oradaki performansı bence daha güzel. İnternette bulamadım kendilerini. Slane Castle ile idare ediverin.

3- This Is The Place: Bass riffleriyle ön planda olan bir şarkı. "I saw you out there yesterday..." ile başlayan kısım çok sevilir bu şarkı dinlenirken. Bir de tabii ki "can i smell your gasoline?" diye sorarak ayıp eder. Kasetteki şarkı sözlerinde nakaratta sadece "This is my calling..." yazdığı için sonrasında ne dediğini uzun bir süre anlayamamıştım. Neden yazmamışlar oraya anlamadım. Bu da böyle bir anımdır. Amatör çekim bir canlı versiyonu için (özür dileyerekten YouTube);



4- Dosed: Bence bu albümün en güzel şarkısıdır bu. Gitar tınısıyla, Anthony'nin sesinin sözlere süper oturmasıyla, "I got dosed by you." diye başlayan girişiyle hakikaten muhteşemdir. Dosed hiçbir konserde çalınmamıştır. Muhtemelen nakarat kısmında Anthony'nin sesi yetmeyeceği için çalmadılar. Orasını ben bilmem. Yok lan aslında söyleyebilir bence. Daha zor kısımları olan şarkılar söyledi sonuçta. Yok lan yok söyleyemez. Zaten albüm versiyonunda da söyleyemiyor. John Frusciante alıyor götürüyor nakaratı. Dikkatli dinlerseniz anlarsınız. Dikkatli dinlemeye de gerek yok gerçi. Açık açık "way upon the mountain where she died" ve "deep inside the canyon i can't hide" kısımlarını John söyler. Ayrıca gereksiz bir bilgi olacak ama Venice Queen ve Tear'dan sonra albümdeki en uzun 3. şarkıdır. Sadece 3 var diye verdim bu bilgiyi. Bu 3 şarkı, 5 dakika sınırını aşmıştır.

5- Don't Forget Me: Artık albüm burada zirveye ulaşır Don't Forget Me diyerek. İyice duygusallaştırır sizi. Flea basını öyle güzel konuşturur ki, John'un ve Chad'in bir şey yapmasına gerek yoktur aslında. Sadece Flea bile götürebilir bu şarkıyı. Sözleri de çok güzeldir. Hele ki şarkı biterken Anthony'nin "more will be revealed my friend" demesi olayı bitirir.

Buyrun bu da yine Slane Castle'dan bir canlı performansı. Göbeğini, saçını yediğimin Anthony'si.



6- The Zephyr Song: O kadar duygusallık yeter gençler demiş olacaklar ki, up tıs, ıp çık ıp çık, tıs tıs tıs tıs diye girişi olan bir şarkı koymuşlar 6. sıraya. Adından da anlaşılacağı üzere bir Meltem Şarkısı'dır. Yani Meltem diye bir kıza yazılmıştır. shdfaısudfh şaka lan şaka. Öyle şey mi olur hiç? Meltemimde uç uzaklara diye başlayan nakaratı mükemmeldir. Albümün 3. klibi buna çekilmiş olabilir. Ya da sıradan gittiğim için buna 3. klip diyor da olabilirim. Neyse sırası çok da önemli değil bence. Bu şarkının da bir klibi olduğunu bilin sadece. Ama izlenmez, gitmez yani. Bok gibi klip afedersin. Halbuki şarkı öyle mi? Mis gibi şarkı. Hiç farkında olmadan wowowowooooğ duuu yuu, yeyeyeyeyeeeeğğğ diye dilinize dolanabilir ayrıca.

Yine Slane Castle veriyorum ama hakikaten güzel yani Slane Castle. Kızmayın tamam mı? Söz Can't Stop şarkısı için başka video vercem. Haa o yok mu Slane Castle'da? Var lan tabii var ama daha güzelleri var.



7- Can't Stop: Bu şarkıya da çok geç klip çekmişlerdi ha. O zamana kadar da kimse bilmezdi. İyi yaptılar, klip çektiler. dhfapsıdufha böyle yorum mu olur lan! Red Hot Chili Peppers'ın çoğu konseri bu şarkıyla açılmıştır. Halen de devam etmektedir bu açılış. Bakalım yeni albüm sonrası turnelerde yine bu özelliğini koruyabilecek mi Can't Stop. Bekleyip göreceğiz. Söz şimdi Sayın Kırca'da. Sayın Kırca?

Rock Odyssey versiyonunu verecektim de, dailymotion'da yokmuş. Youtube linki de vermeyeyim şimdi ağlarsınız açılmıyo bu diye. shfpasıdufhaspd. Bu iyidir;



Videoda yazmıyo ama Chorzow konserinden. Ora nere demeyin diye söylüyorum, Polonya kardeş.

8- I Could Die For You: Amcoolu ne güzel eğleniyoduk, zıplıyoduk, hopluyoduk. Oldu mu şimdi böyle şarkı A yüzünün sonuna? Olmadı. Zaten hiç güzel de değil. Ben pek ısınamadım bu şarkıya. O yüzden bir şey yazmicam buna. Aslında çoğu insan beğenir bunu. Ben beğenemedim işte. Belki siz beğenirsiniz;



9- Midnight: Bu şarkıyla B yüzüne başlıyoruz arkadaşlar. Arkadaşlar hazır mıyız? Girişle birlikte bir geceyarısı ortamı oluşturulmuş. Aferin diyoruz. Nakaratındaki "we are the lotus kids" sözüyle uyuşturucu günlerinden bahseder burada Anthony. Eskiden ne içerdik amına koyim der yani. Herkes bilir bunu der. "say it now cause john and jane would like to know" derken de John Lennon ve Jane Asher'ı kasteder. Ve yine bu şarkı çalınmamıştır herhangi bir yerde. Madem çalmicaksınız niye yapıyonuz lan!?

10- Throw Away Your Television: Albümdeki güzel şarkılardan birisidir. Flea yine bas gitarını konuşturur burada. Anthony de "oy oy oy" derken genç kızların yüreğini hoplatır. Chad Smith davuluyla harikalar yaratır. John şarkının başında oynayarak ne kadar keyif aldığını gösterir. Canlı dinlemesi ve izlemesi en zevkli şarkılardan birisidir. Falan filan.

Yine Slane Castle vereceğim;



11- Cabron: İspanyolcada küfürdür bu kelime. Yani anlamı küfür değildir de. Küfürdür işte. Göt gibi mesela. shdfpaıusdhf. Muhtemelen aşık olduğu İspanyol bir kıza küfür ediyor burada. Seni parkta gördüm falan diye giriyor çünkü şarkıya. Şaka lan şaka. Şimdi tamam Cabron İspanyolca küfür ama bu şarkıdaki anlamı farklı. Her ne kadar şarkı İspanyol ezgileri taşısa da o anlamda değil. Anthony bu şarkı için, parktaki iri görünümlü, sağa sola sataşan pis bir adamı anlatıyor demiştir. Ya da buna benzer bir şey. Şimdi tam olarak hatırlayamadım. Ben yanlış hatırlamıyorsam, bu şarkıyı da sadece bir kez çalmışlardır. O da konserde değil, Jonathon Ross'un programında. Kendisi de aşağıdan izlenebilir;



12- Tear: Canlı performansı olmayan, Dosed'dan sonra iyi ki de yok dediğim ikinci şarkı. Oysa bir piyano, bir akustik gitar ve bir de trompet ile çok güzel bir versiyonu yapılabilirdi bunun.Hakikaten çok güzel bir şarkıdır. Sadece ek bir bilgi olarak, "coming on strong baudelaire" kısmındaki baudelaire, fransız şair olan baudelaire'dir. Bir de şarkının Kurt Cobain'e yazılmış olma ihtimali vardır. Zira eskiden bu elemanlar çok iyi arkadaştı.

13- On Mercury: Tam bir ska şarkısı. Athena alsa bunu, çalsa, söylese kimse bir şey diyemez. Tam o adamlara göre bir şarkı. Gerçi Athena eskiden konserlerinde Red Hot söylerdi. Otherside söylemeye çalışırlardı mesela. Bir de Ap a vana bring yu ap adlı Eurovision şarkısının klibi, Fortune Faded klibinden araktır. Kimse de bir şey demedi bununla ilgili. Ayıp lan!

Her neyse, şarkıya dönecek olursak çok eğlenceli bir şarkıdır. "memories of everything" ile başlayan nakarat kısmında, lemon trees olarak uyuşturucuyu anlatırlar. Mercury de bir cadde ismi. Ne içerdik amına koyim eskiden oralarda demek istiyor yani. sdfhapsuıdfhapsdıufa.

14- Minor Thing: Yavaş yavaş sonlara yaklaştığımızdan ben de biraz sıkıldım. Tek solukta yazmamak gerekirmiş bu incelemeyi ama sonuna geliyoruz artık. Burada bırakmak olmaz.
Gitar solosu çok güzeldir, diyerek canlı olan (ve sanırım yine tek olan) bir versiyonuyla sizleri başbaşa bırakıyorum..



Kusura bakmayın ama bu YouTube dostum!

15- Warm Tape: "Gitardan nasıl farklı sesler çıkartılır?" sorusunu bizlere gösteriyor burada John Frusciante. Dinledikçe güzelleşen RHCP şarkılarından birisidir bu. Aşkı ve ondan korkmamak gerektiğini anlatır bizlere. Bu şarkının pro-shot bir canlı versiyonu olmadığından amatör bir çekimi paylaşıyorum sizlerle. Yine YouTube olacak kusura bakmayın ama bu son YouTube;



16- Venice Queen: Evet geldik albümün son şarkısına. Anthony bu şarkıyı arkadaşı Gloria için yazmıştır. Kendisi kanserden göçmüş gitmiş. "g.l.o.r.i.a. my friend" der her nakarat sonunda. Şarkı ismi de çok anlamlıdır bence bu bakımdan. now that it's time for you to leave gloria...
Mükemmel bir canlı performans ile de bu incelemeyi bitirelim;



Son olarak;
- Albümün B-Side'ları Time, Teenager In Love cover'ı, Runaway ve Bicycle Song.
- The Zephyr Song Single'ındaki ekstra şarkılar; Body Of Water, Someone, Out Of Range ve Rivers Of Avalon.
- Universally Speaking Single'ındaki ekstra şarkı; Slowly Deeply.
- Galiba bu kadar.

YAZAR NOTU: Biliyorum uzun oldu biraz ama okuduysanız ve beğendiyseniz ne mutlu bana. En kötü videolarını izleyin lan. Bunların tümünü yapana da benden imzalı birer By The Way albümü. Ben imzalicam ama, heyecan yapmayın hemen.